Küresel Isınma, buzullar eritiyor, deniz seviyesi yükseltiyor. Peki dillere pelesenk olmuş bu cümle tam olarak ne çağrıda bulunmak? Isınan kürenin yeryüzündeki su kütlelerini buharlaştırması anlamına geliyor. Bu da atmosfere karışan su buharı sıcaklık basınç farkı sebebiyle yağmurları, fırtınaları ve tsunamiler oluşturuyor. Yani küresel sıcaklıkların artması iklim krizini tetikliyor. 

İklim krizi, az daha son 100 yıldır konuşulan ve en manâlı gündem maddelerinden biri. Her sene salınan 35 milyar tondan artı karbondioksiti (CO₂) filtrelemeye yardımcı olması beklenen temiz, bereketli ve sürdürülebilir enerji kaynakları bu noktada kritik ayla geliyor.

Güneş, rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının yanı sıra son yıllarda periyodik cetvelin birincil elementi olan hidrojen, renksiz, kokusuz, tatsız, zehirli olmayan, ametal ve epeyce yanıcı bir gaz olarak tanımlanan hidrojen en çok konuşulan enerji kaynaklardan biri oldu. Bir taraftan hidrojen evrenin kütlece yüzde 75'ini oluşturuyor. Yani evrende en çok yer alan element... Kaynaklara kadar bu element, 1500'lü yıllarda keşfedildi. Yanabilme özelliği ise 1700'lü yıllarda ortaya kondu.

2019 yılı Haziran ayında Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) yayınladığı “Hidrojenin Geleceği” adlı raporunda da anlatıldığı gibi hidrojen ve enerjinin arasındaki ilişki doğrusu yalnızca 200 yıllık bir geçmişe sahip. Taşımacılık, sanayi, uzay roketleri, petrol gibi alanlarda kullanılıyor. Lakin bu enerji hidrojenin saf halde ayrıştırılmasıyla elde ediliyor. Yani hidrojenin saf hali bir işe yaramıyor. 

Mavi mi yeşil mi?

Hidrojen mavi ve yeşil olarak ikiye ayrılıyor. Bu ayrım, suyun hidrojen ve oksijeninden hangi enerji kaynakları kullanılarak nasıl ayrıştığıyla alakalı. Eğer su eski kalıntı yakıtlar kullanılarak ayrıştırılıyorsa mavi; bu ayrıştırma güneş, rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklar kadar yapılıyorsa yeşil oluyor. Elektrik enerjisi üretmek için kolay, bereketli, temiz, hafif bir güç kaynağı olarak tanımlanıyor. Ama hidrojenin kayda değer bir bölümü büyük miktarı ise hala doğal gaz ve kömür gibi kaynaklardan üretiliyor. 

Düşük karbon meselesinde en çok tartışılan ve üzerine düşündüren konu yeşil hidrojen... Yeşil hidrojen, geleceğin enerjisi olarak konumlandırılıyor. İklim krizini tetikleyen en manâlı sektör olan ulaşımı karbon nötr ülkü getirmek için kamyon, araba, gemi ve uçaklarda kullanılıyor. 

Aşağıdaki grafik, 2050 yılına kadar ülkelerin yeşil hidrojen üretme kapasitesini gösteriyor.

Bu noktada hidrojenin sıfır karbonlu bir yakacak mı değil mi sorusu gündeme geliyor. Hidrojen üretiminin yöntemi bu konuda belirleyici... önemli miktarda emisyona niçin oluyor. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre küresel düzeyde hidrojen üretimi yıllık 830 Mt CO2 salınımına niçin oluyor. Hidrojen üretiminin yöntemi bu konuda belirleyici... Hidrojenin hemen hemen tamamı fosil yakıtlardan üretiliyor.

Dünya ne yapıyor?

Hydrogen Council'in Hydrogen Insights Raporu'na kadar 228 hidrojen santralinin değeri 345 milyar dolar... Lakin yine de hidrojen sanralleri konusunda ülkeler başlangıç aşamasında... 2021 yılının Şubat ayında yayınlanan raporda 228 hidrojen santrali 30'dan artı ülkeye yayılmış durumda. Yüzde 85'i Avrupa'da yer alıyor. Avrupa'yı Asya ve Avustralya peşine düşüp takip ediyor. ABD, Güney Kore, Singapur ve Japonya'da bu yarışın ardındaki kalmıyor.

Avrupa Komisyonu, geçen Mayıs ayında 750 milyar Euro'luk “COVID-19 İyileşme” paketini duyurmuştu. Bu ülkelerin amacı 2050 itibarıyla net sıfır emisyon taahhüdünün yerine getirilmesine yardımcı olmak... Buna kadar Avrupa Birliği ülkeleri 1 milyon ton hidrojen enerjisi üretmeyi planlıyor. 

Avrupa Birliği Temmuz 2020'de Hidrojen Stratejisini yayınladı. Avrupa Pak Hidrojen İttifakı'nı kurdu. Almanya 2030'a dek dünyanın en gelişmiş hidrojen teknolojisi tedarikçisi haline getirilmesi hedefliyor. Bunun için 9 milyar Euro'luk yatırım yapmaya hazırlanıyor. Portekiz ve Hollanda da bu alanda yaptığı çalışmalarla dikkat çekiyor. 

Hollanda yöresel hesaplı yeniden yapılanma ajansı InnovationQuarter tarafından kurulan konsorsiyum, dünyanın ilk hidrojen yakıtlı uçuşunun 2028 yılında gerçekleştirileceğini duyurdu. Uçuşun Rotterdam ve Londra arasında gerçekleşebileceği açıklandı. Konsorsiyumun ortakları aralarında Hollanda uçak üreticisi Fokker ve Delft Teknoloji Üniversiteleri bulunuyor. Bu teknolojinin turboprop motora sahip 40-80 birey kapasiteli uçaklarda kullanılabileceği söylendi. Hidrojen yakıtlı uçakların 16 milyar Euro'luk bir pazar oluşturma potansiyeli olduğu varsayım ediliyor. Avusturalya; Almanya, Japonya, Güney Kore ve Singapur ile hidrojen tedarik anlaşmaları imzalamaya başladı.

ABD'de koşul nedir?

Green Hydrogen International, Teksas'ta bulunan Piedras Pintas tuzlu kubbesi yakınlarında 60 gigavatlık yeşil hidrojen santrali inşa edeceğini duyurdu. 2020 yılında elektrik üreticileri Danskammer Energy, Balico ve EmberClear, 3284 MW'lık elektrik üretecek tesisler için Mitsubishi Power Americas'a toplamda 3 milyar dolardan artı ödeme yapacağı gündeme geldi. 2023-2025 yılları aralarında faaliyete başlaması planlanan santrallerle yeşil hidrojen üretimine geçileceği açıklandı. 

ABD'de bu alanda çalışan teknoloji şirketleri de uyarı çekiyor. Bu şirketler aldıkları yatırımlarla gündeme geliyor. Geçen Şubat ayında yeşil hidrojen üretimine odaklanan Verdagy, 25 milyon dolar yatırım almasıyla gündeme geldi. Tur, TDK Ventures göre yönetildi. Verdagy'nin yatırım turuna katılan yatırımcılar dikkat çekti. Bilhassa enerji alanında geliştirilen teknolojilere yaptığı yatırımlarla aşina Khosla Ventures, Shell Ventures, Doral Energy-Tech Ventures, Temasek, BHP, Orbia yer alıyor. Şirket, yeni yatırımı Kaliforniya'daki teknoloji platformunu için kullanacağını açıkladı. TDK Ventures'ın yatırım direktörü Anil Achyuta, yatırım ile ilgili "Verdagy gibi şirketlere yatırım yapmazsak, neye yatırım yapacağız" diye konuşarak sarkastik bir yorum yapıyor ve ekliyor: "Aslında bu hareket, dünyanın geleceğine yapılmış bir yatırım."

Gerçekte bu yorumlama hidrojen meselesinin barındırdığı potansiyeli ortaya koyuyor. Geçen Ağustos ayında hidrojen üretim teknolojileri geliştiren Aurora Hydrogen, Energy Innovation liderliğinde 10 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. Kanada merkezli şirket; alternatif enerji alanında tecrübesi olan  Andrew Gillis, Erin Bobicki, Murray Thomson kadar kuruldu. Aurora Hydrogen'in esas hedefi, hidrojen üretiminin maliyetini yıkmak.

Türkiye bu yarışın neresinde?

Türkiye hidrojen konusunda önemli potansiyele sahip. Özellikle Güney Marmara Bölgesi'ne karşın yatırımlar başladı. Bu alan aynı zamanda yenilebilir enerji santrallerini barındırıyor. 2022'nin Şubat ayında Balıkesir'de kurulması planlanan Türkiye'nin ilk yeşil hidrojen tesisi için iş birliği protokolü imzalandı. Güney Marmara Yeniden Yapılanma Ajansı'ndan (GMKA) yapılan açıklamaya kadar, "Yeşil Hidrojen Tesisi" için hazırlanan iş birliği protokolüne imzalar, GMKA, Enerjisa Üretim, Eti Maden, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) ve Aspilsan Enerji yetkilileri kadar atıldı.

Türkiye; 2027'ye dek yenilenebilir enerji altyapısını ilerletmek ve ülkedeki toplam elektrik üretimindeki yenilenebilir enerji payını yüzde 76'ya çıkarmayı hedefliyor. Ayrıca Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlayan boru hatları ülke sınırları içinden geçiyor. Dolayısıyla Türkiye'de üretilen ve sıvı hale dönüştürülerek depolanan hidrojenin başta Avrupa ülkelerine ihraç edilmesi potansiyeli bulunuyor. 

Bu sebeplerden ötürü yeşil hidrojen üretimi önümüzdeki yıllarda daha fazla gündeme gelecek. Türkiye'nin bu yarışın neresinde konumlanacağını ise süre gösterecek.  

Kaynak: webrazzi.com URL: https://webrazzi.com/2023/01/23/gelecegin-enerjisi-hidrojen-mi