Birçok uçak kazası, ardında büyük sırlar bırakır. Ama bazen bu sırlar hiçbir zaman net bir şekilde ortaya çıkmaz. Bazıları gerçekten uçak arızası veya pilotaj hatası gibi nedenlerden gerçekleşse de bazıları ise ardında tüyler ürperten nedenlerden dolayı gerçekleşir. İşte onlardan bazıları…

Uçuş 19

Havacılık tarihinin ola ki de en esrarengiz olaylarından biri de Uçuş 19 diyebiliriz. 1945 yılında Fort Lauderdale‘dan havalanan 5 torpido filosu bombardıman uçağı tatbikat uçuşu sırasında açıklanamayan bir sebeple ortadan kayboldu. Eğitim uçuşuna meydana çıkan pilotlar havanın uçuş için epeyce kullanışlı olduğunu belirtmişlerdi. Yani uçuş için hiçbir engel bulunmuyordu.

Uçaklar, eğitim uçuşu dahilinde Bahamalar‘a doğru uçarak batık bir gemiyi bombalamak üzere yola çıkmıştı. Amaç bölgeye varan ve eğitim görevlerini tamamlayan pilotlar, geri dönmek istediklerinde çok acayip bir durum meydana geldi. Teğmen Charles Taylor, nedeni açıklanamayan bir şekilde pusulanın bozulduğunu ve uçaklarının hatalı yöne gittiğini kule ile paylaştı.

Kasırga ve havanın kapanmasının peşinde bakış alanlarını kaybeden 5 uçak, en ince ayrıntısına kadar âmâ ayla gelmişti. Bu durum üzerine kule ile iletişime geçen pilotlardan biri, ”Kahretsin, nerede olduğumuzu bilmiyorum. Sanırım kaybolduk. Bahama adası nerede kaldı bilmiyorum. Kimse bilmiyor. Her yer karanlık oldu. Gözümüz kapalı bilinmeze doğru gidiyor gibiyiz.” şeklinde konuşmuştu.

Teğmen Charles Taylor, kısa bir zaman daha sonra kuleden hava durumu raporu istedi. Gelen raporlara kadar, filonun Bahama adasının kuzeyinde Florida açıklarında olduğu varsayım ediliyordu. Teğmen Taylor sonradan kuleye,” Karayı göremiyoruz. Rotamızın dışında gibiyiz. ” biçiminde data verdi. Teğmen Taylor’ın kuleye söylediği son sözler ise, ”görünen o ki beyaz bir suya giriyoruz. Tamamen kaybolduk.” oldu. sonra filodan yeniden haber alınamadı.

Eğitim filosunun kaybolmasının arkasından uçakları araması için gönderilen 2 uçaktan biri de benzer şekilde kayboldu. sonradan kaybolan uçakları çağırmak için bölgeye yüzlerce uçak ve gemi gönderildi. Toplam 26 pilot, gizemli bir şekilde ortadan kayboldu. Oysa en küçük bir enkaz parçası bile bulunamadı. böylece ”Bermuda Şeytan Üçgeni’‘ teorileri ortaya atıldı. daha sonra bu bölgede yüzlerce gemi ve uçak da benzer şekilde kayboldu.

MH370 sefer sayılı Malezya uçağı

Malaysia Airlines 370 sefer sayılı uçuşu, 8 Mart 2014 tarihinde Kuala Lumpur Uluslararası Havaalanı’ndan varış yeri Pekin Başkent Milletlerarası Havaalanı’na taşıdığı 239 birey ile birlikte ortadan kayboldu. Havacılık tarihinin en esrarengiz olaylarının başında gelen MH370 sefer sayılı Malezya uçağının enkazı, üzerinden 7 yıl geçmesine karşın birkaç parça dışında bulunamadı.

Uçağın içerisinde bulunan yakıt miktarı, 10 saate dek uçabilecek seviyedeydi. Uçak kalkış yaptıktan kısa bir zaman sonra Vietnam hava sahasına girdi. Bunun üzerine Hava Trafik Kontrolörü, uçağa rapor bildirmesi yönünde çağrı yaptı. Yapılan çağrıya cevap veren uçağın pilotu, ”İyi geceler, Malezya 370” şeklinde yanıt verdi. sonradan uçak ile bir daha sözlü bağlantı kurulamadı.

Gizemli uçak kazaları listesinde, üzerinden 7 sene geçmesine karşın giz perdesi aralanamayan MH370 sefer sayılı uçuş da bulunuyor.

Uçak, alışılagelmiş seyrine devam ederken birden her şey tuhaflaşmaya başladı. Hava Trafik Kontrolörü ile kurulan temastan 3 dakika sonradan MH370, hem Malezya keza de Vietnam’daki radar ekranlarından iyice kayboldu. Uçağa gönderilen radyo sinyalleri de cevapsız kalıyordu. İşin ilginç tarafı ise, radyo vericisinin kasıtlı olarak kapatıldığı tahmin ediliyordu.

MH370 sefer sayılı uçağın kaybolmasının ardındaki çeşitli teoriler ortaya atıldı. Bir Takım kişiler uçağın kaçırıldığını öne sürerken bir takım kişiler ise pilotların intihar ettiğini bahis ediyordu. Arama kurtarma çalışmaları bile başlatılmışken Malezya ordusundan gelen bir haber tüm dünyayı şoke etti. Gelen bilgilere kadar, Malezya ordusunun gelişmiş radar sistemi, uçağın hala havada olduğunu tespit etti. Yani, herkes uçağın düştüğünü sanarak arama kurtarma çalışmalarına başlamışken, uçak hala yolculuğuna devam ediyordu.

Malezya ordusunun paylaştığı bilgilere göre, MH370 sefer sayılı uçak havada epeyce acayip hareketler yapıyordu. Uçak, raporlara göre geldiği yönün tam aksine dönerek dalgalı bir şekilde uçmaya devam ediyordu. Oysa daha sonra uçak, ordunun radar sisteminin menzilinden çıktı. Kısa bir zaman sonradan uçakta bulunan uydu iletişim cihazlarının, Avustralya’da bulunan bir uydu istasyonu ile otomatik iletişime geçtiği ortaya çıktı.

Ordu ve Hava Trafik Kontrolörü radarlarından iyice meydana çıkan uçak, istasyonda yer alan uydulara otomatik sinyal gönderiyordu. Bu sinyaller, uçağın konumu hakkında herhangi bir veri vermese de uçaktan uyduya gönderilen sinyallerin detaylı incelenmesinin arkasından uçağın Hint okyanusunun üstünde olduğu saptandı.

Uçak, daha önceki gibi kavisli ve dalgalı bir şekilde uçuşuna devam ediyordu. Ama sonra MH370, Hint okyanusu üzerinde 5 saatten artı düz bir rotada uçtu. Bu gelişmelerin ardındaki uçaktan yeniden haber alınamadı. Uçağın kaybolmasının peşinde 40 gün boyunca 19 gemi ve 345 askeri hava arabulucu ve deniz filoları, 4.5 milyon kilometrekare büyüklüğündeki okyanus alanını her tarafta aşağıda taradı.

Yıllar süren süren arama çalışmaları sonucunda, maalesef enkazın yeri bulunamadı. 2017 yılında uçağın kaybolmasının üzerinden 3 yıl geçmesinin ardındaki arama çalışmaları en ince ayrıntısına kadar durduruldu. Daha fazla Çin, Malezya ve Avustralya‘nın finanse ettiği arama çalışmaları 155 milyon dolar bütçe ile havacılık tarihinin en pahalı arama çalışması olarak tarihe geçmişti. Ancak kazadan yıllar sonradan değişik sahil kenarlarında karaya vurmuş uçağa ait 31 adet parça bulundu. Bu parçaların dalgaların etkisi ile okyanusa dağıldığı düşünülüyor.

Havacılık tarihinin en gizemli olaylarından biri olan MH370 sefer sayılı uçak, ardında birçok soru işareti bırakarak ortadan kayboldu. Kazanın üzerinden 7 sene geçmesine karşın bugün bile kazanın nedeni kesin olarak açıklanamıyor. Kazadan sonradan uçağın pilotları da dahil edinmek üzere tüm yolcuların özel hayatları tek tek incelendi. Hatta pilotların psikolojik geçmişine bile bakıldı. Oysa ortaya net bir netice çıkmadı.

Çoğu analist, uçağın pilotlar tarafından kaçırıldığını iddia etse de bu hiçbir vakit kanıtlanamadı. Bunun en büyük nedeni olarak ise, uçakta bulunan radyo vericisinin bile bile kapatılması gösteriliyor.

Helios uçak kazası

Helios Havayolları’nın 522 sefer sayılı uçuşu Larnaka’dan Prag şehrine planlanan, 14 Ağustos 2005’te düşen ve uçaktaki 121 yolcu ve mürettebatın tamamının ölümüyle sonuçlanan, Atina’da mola verilmesi planlanan tarifeli bir gezgin uçuşuydu. Bu uçuşu gizemli uçak kazaları listesine sokan en önemli detaylar ise, yolcular ve mürettebatın uçak hareket halindeyken bayılmasıydı.

İlk başlarda gayet alışılagelmiş sürekli uçuş, uçağın kabin basıncı oluşturmada başarısız olmasının peşinde dehşet kazaya dürüst an be an ilerliyordu. Her uçakta, belirtilen bir yüksekliğe ulaştıktan sonra basınçlı hava verilir. Bunun nedeni oksijen basıncının azalmasıdır. Ancak 522 sefer sayılı yolcu uçağı, kabin basıncı oluşturmada başarısız olunca içerisinde yer alan tüm yolcuların bilincini kaybetmesine niçin olmuştu.

Uçakta kabin içi basıncı hafıza oksijen maskeleri tavandan otomatik olarak iniyor, ancak sistem iyice arızalı olduğu için bunlar da işe yaramıyor. Oksijen azlığı nedeniyle mürettebat ve yolcular bayılınca, uçak otomatik pilotta Atina‘ya dürüst ilerliyordu. Uçağın Yunan hava sahasına girmesinin ardındaki Yunan hava kontrolörünün uçağa yaptığı çağrılar cevapsız kalınca, bu olay ilk ilk kez bir terör saldırısı olarak yorumlanmıştı.

gizemli uçak kazaları

Bu olay üzerine birincil ilk önce uçağın düşürülmesi için 2 adet f-16 tipi savaş uçağı kaldırıldı. sonra f-16 pilotları uçağın yanında gittiklerinde ise gördükleri karşı şok olmuşlardı. Pilotların anlattıklarına göre, gezgin kabininde oksijen maskeleri tavandan inmiş, kokpitte ise kaptan pilot uygun yok ve yardımcı pilot ise bayılarak kumanda konsolunun üstüne düşmüştü. Bu sırada, kabin görevlisi olduğu düşünülen bir kişi de el yordamıyla uçağı yoklama etmeye çalışıyordu. f-16 pilotları, kabin görevlisi ile iletişime geçmeye çalışsa da başarılı olamadı. Kabin basıncının düşük olmasından nedeniyle birkaç dakika sonradan o da bayılacaktı.

Olayın bir terör saldırısı olmadığı anlaşılınca, f-16 tipi savaş uçakları yapacakları bir şey olmadığı için uçağı düşürmediler ve takibe devam ettiler. Maalesef, Helios Havayolları 522 sefer sayılı yolcu uçağı, kısa bir süre kabin görevlisinin yardımı ile uçtuktan daha sonra zirve kaybederek dağa çarptı. Uçakta bulunan 121 kişiden ise kurtulan olmadı.

Gizemli uçak kazaları listesinde, yolcular ve mürettebatın uçak havadayken bayıldığı, Helios uçak kazası da var.

Kazanın arkasından, uçağın daha önce aynı bir kabin basıncı arızası yaşadığı ve acil iniş yaptığı ortaya çıktı. Bu ayrıntısıyla uğraşma, kazada hayatını kaybedenlerin yakınları tarafından epeyce tepki gördü. Ancak şoke eden hakiki sonradan açığa çıkmıştı. Uçuş sabahı, uçağı kontrol eden mühendislerden biri, basınç sistem kumandasını, kontrolleri bittikten sonra otomatik moda almayı unutmuştu. Bunun üstünde, her uçuştan önce uçağın bütün fonksiyonlarını defalarca yoklama etmesi gereken pilotlar da durumu fark etmemişti.

Basınç sistem kontrolünün otomatik modda olmaması, uçak havalanmaya başladıktan daha sonra sistemin çalışmamasına ve uçak yükseldikçe sistemin kabin basıncını ayarlayamamasına yol açmıştı. Bu da sonu hazırlıyordu. Trajik kaza, kayıtlara bir dizi pilotaj ve mühendis hatası sonrası kabin basıncı kaybı sonucu düşüş olarak geçti. Bu kazadan sonradan, Havayolları 522 sefer sayılı gezgin uçağı, hayalet uçak lakabını aldı.

Gizemli uçak kazaları, tabii fakat bu liste ile sınırlı değil. Havacılık tarihinde daha yüzlerce kaza, nedeni açıklanamayan bir şekilde gerçekleşti.

Kaynak: shiftdelete.net URL: https://shiftdelete.net/tuylerinizi-urpertecek-en-gizemli-ucak-kazalari
Yorumlar