Tekvir Suresi 15. ayeti ne anlatıyor? Tekvir Suresi 15. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Tekvir Suresi 15. Ayetinin Arapçası:

فَلَٓا اُقْسِمُ بِالْخُنَّسِۙ

Tekvir Suresi 15. Ayetinin Meali (Anlamı):

Ant ederim o geri kalıp gizlenenlere,

Tekvir Suresi 15. Ayetinin Tefsiri:

Kur’an gerçeğini açıklamak üzere yıldızlara yemin edilir. Yıldızların hallerini açıkça belirtmek üzere de اَلْخُنَّسُ (hunnes), اَلْجَوَارِ (cevâr) ve اَلْكُنَّسُ (künnes) kelimeleri kullanılır.

“Hunnes”, اَلْخَانِسُ (hânis) kelimesinin çoğuludur. Hans ve hunûs, büzülüp sinmek, gerilemek, geri dönmek, geri kalmak mânalarına gelir. Dolayısıyla “hunnes”, sinenler ya da geri dönenler mânalarıyla tefsir edilmiştir.

“Cevârî”, akıp giden demektir.

“Künnes”, “yuvasına girenler” demektir. Bu kelime, اَلْكَانِسُ (kânis) kelimesinin çoğuludur. Kânis, süpürmek mânasına kens’ten türemiş olması durumunda süpüren; künûs mastarından türemiş olmasına kadar de kinasa yani kümese giren demektir. Kinâs, ceylanların ormanlık ve ormanlık aralığında gizlendiği yatağına, yuvasına denir fakat, kumu toprağa dek süpürüp açtığı için böyle denmiştir.

Öyle çok müfessir göre, ayette geçen “cevâri”nin gezegenler olduğu söylenmiştir. Çünkü bunlar güneş ile beraber akıp gider, sonradan geri dönmüş görünür, sonradan da güneşin ışığında gizlenirler. Görme itibariyle geri dönüşleri hunûs; güneşin ışığında gizlenişleri künûs’tur. Bazıları da genel olarak bunların yıldızlar olduğunu nakletmiştir. Çünkü yıldızlar gündüzleyin siner, gözlerden kaybolurlar. Geceleyin de künûs eder, yani yataklarındaki ceylanlar gibi ortaya çıkar, doğarlar. Fakat künûs’un böyle yalnız gün ışığına çıkmak, belirmek biçiminde tefsir edilmesinde bir kapalılık vardır. Onun için daha doğru bir açıklama edinmek üzere şöyle denilebilir: Yıldızlar, gündüzleyin ufuk üstünde oldukları halde bile gözlerden gizlenirler. Bu sinmelerine hunûs denilir. Doğduktan daha sonra da batarak ceylanların yuvalarına girdikleri gibi, ufkun altına girerler. Buna da künûs denilir. Bu talimat, yıldızların gündüz gözlerden kaybolmaları, geceleyin ise ortaya çıkmalarını başlıca almaktadır. Önceki müfessirler daha çok bu mânalar üstünde durmuşlardır. Günümüzde bir kısım âlimler, ilmi gelişmeler ışığında ayette geçen “hünnes” kelimesi ile, “yıldızların ölmesi ve bir kara deliğe dönüşmesi”ne işaret edildiğini söylemektedirler.

عَسْعَسَ (‘as‘as), ayrıca “gelen” keza “giden” mânasını veren zıt manalı kelimedir. Buna kadar hem gelen geceye, keza de arkasını dönüp dışarı giden geceye ant edilmiş olur. Fakat burada karanlığın en ince ayrıntısına kadar koyulaştığı ve sabahın yaklaştığı zaman olan gecenin sonuna, yani seher vaktine ant edilmiş olma ihtimali daha kuvvetlidir. Nitekim peşinden de “nefes almaya başlayan sabaha” yemin edilmektedir ama, bu mânaya yerinde düşer. Çünkü seher vaktinden sonradan sabah solumaya, gün doğup yavaştan kendini göstermeye başlar. Burada Peygamberimiz (s.a.s.) ve mü’minlere, karanlık gecelere benzer tedirgin günlerin yavaşça zail olacağı ve aydınlık sabahlara benzeşen İslâm’ın parlak günlerinin geleceği müjdesi verilmiş olmaktadır. Ayrıca onlar için dünyanın sabaha yönelmiş bir gece ve her insanın ne hazırlamış olduğunu bileceği o kıyâmet vakti, böyle teneffüs eden bir sabahtan olduğuna da dikkat çekici edilir.

Bu büyük yeminlerden sonra laf Kur’ân-ı Kerîm’e intikal ettirilerek buyruluyor oysa:

Tekvir Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Tekvir Suresi 15. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/tekvir-suresi-15-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html