Sözcü Gazetesi'nden Erdoğan Süzer'in haberine göre bol keseden kredi vermeleri için bankaları zorlayan ekonomi yönetimi rota değiştirdi, bilhassa millet bankalarına kredi musluğunu kıstıracak yeni karar aldı. Gerekli karşılık oranlarında yapılan değişiklikle bankaların tüketicilerle şirketlere verebileceği kredi miktarı azalacak. Özellikle halk bankalarının mevduat toplama ve kredi maliyetleri artacak. böylece kredi faizleri yükselecek, ucuz kredi dönemi bitecek. Faiz artışı krediye olan talebi düşürecek. Düşen talep hem tüketim harcamalarını hem de yatırımı azaltacak. Bu düşüş enflasyonu aşağı çekerken ucuz krediye dayalı hormonlu büyümeyi yavaşlatacak. Yavaşlayan çoğalma istihdamda azalma, işsizlikte büyüme riskine yol açacak.

RAFA KALDIRILDI

Bol keseden ucuz kredi dağıtıp halkı daha da borçlandıran, borç parayla tüketimi özendirme ederek ekonomiyi canlandırmaya çalışan hükümet, ekonomi yönetiminde yaptığı değişikle ‘krediye dayalı hormonlu artış' politikasını şimdilik rafa kaldırdı.

Yeni yönetim, Merkez Bankası (MB) ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) üzerinden aldığı bir dizi kararlarla, bankaları az daha ‘sopayla' kredi vermeye zorlayan düzenlemelere son verdi. Daha önce faizleri yükselten MB, gerekli karşılık oranlarında yaptığı değişikle, bol keseden kredi dağıtan halk bankalarının kredi maliyetini 2 puan artırıp, kredi cimrisi özel bankaların maliyetini 1 puan düşürdü.

Yapılan bu değişiklikle MB 12.3 milyar TL ile 5.7 milyar dolar karşılığı dövizi büyük bölümü millet bankaları olmak üzere tüm bankalardan çekip alacak. bu nedenle de bankalar, tasarruf sahiplerinden topladıkları bu miktarlardaki devasa paraları piyasaya kredi olarak veremeyecek. Bu kararla piyasada kullanılabilir kredi miktarı azalırken, kaynak maliyeti artacak, böylece de kredi faizleri yükselecek.

EKONOMİ YAVAŞLAYACAK

Yeni kararla kredilerde faiz artışı en çabuk millet bankalarında görülecek. Kredi faizlerinin yükselmesi, tüketim ve yatırıma karşın kredi talebinin azalmasına yol açacak. Kredilerin azalması tüketimi, yatırımı ve dolayısıyla büyümeyi yavaşlatacak. Ucuz kredi imkanı kalmayacağı için vatandaş daha az kredi alıp borçla tüketme savurganlığına yönelemeyecek. Borçla yapılan tüketim azaldıkça enflasyon büyüme hızı kısmen de olsa yavaşlayacak. Ama tüketim ile birlikte yatırımlar da azalacağı için istihdamda azalma, işsizlikte artma riski ortaya çıkacak.

Kaynak: www.sacitaslan.com