Ahirette uzuvlarımızın yani el, bacak, ağız, göz ve kulaklarımızın hakkımızda iyi veya kötü olarak yapacakları şahitliği haber veren ayetler...
Ahiretteki mükâfat da cezâ da bu dünyada kendi yaptıklarımızın karşılıklarıdır. Cenâb-ı Hakk’ın bizim hiçbir iyiliğimize ihtiyacı olmadığı gibi, hiçbir kötülüğümüzden de O’nun şân-ı ulûhiyyetine zerre dek ziyan gelmez. Kul, yapıp ettikleriyle fakat kendi saâdet ya da felâketini hazırlamış olur.
AHİRETTE UZUVLARIN ŞAHİTLİĞİ İLE İLGİLİ AYETLER
Fussilet / 20. Ayet"Nihâyet ateşin karşısına geldiklerinde kendi kulakları, gözleri ve derileri, bir zamanlar işledikleri tüm kötülükleri söyleyip onların karşısında şâhitlik edecekler."
(Tefsirini okumak için tıklayınız...)
Fussilet / 22. Ayet"Ama siz, bir zamanlar günahlara dalarken kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin bir gün aleyhinizde şâhitlik yapacağından çekinmiyordunuz. Bundan Başka yaptıklarınızın çoğunu Allah’ın bilmediğini sanıyordunuz."
(Tefsirini okumak için tıklayınız...)
Yasin / 65. Ayet“O gün, onların ağızlarını mühürleriz; yaptıklarını Biz’e elleri anlatır, ayakları da şâhitlik eder.”
(Tefsirini okumak için tıklayınız...)
AHİRETTE ŞAHİTLİK EDECEK ORGANLAR
Abdülkâdir Geylânî Hazretleri buyurur:
“Amelleriniz, hakkınızdaki en hoş şâhitlerinizdir. Allah, kullara aslâ zulmedici değildir. Azıcık iyi amele, fazla mükâfat verir. Fena huylardan sâlim-berî olan birine aslâ fâsid demez. Sâdık, içten, içten birisini de aslâ yalancılıkla isimlendirmez…”
Kişinin ilâhî hesap günü, lehinde ve karşı en büyük şâhidi, yeniden kendisi olacaktır. Âyet-i kerîmede:
“O gün, onların ağızlarını mühürleriz; yaptıklarını Biz’e elleri anlatır, ayakları da şâhitlik eder.” (Yâsîn, 65) buyrulmaktadır.
Yani âhiretteki mükâfat da cezâ da bu dünyada kendi yaptıklarımızın karşılıklarıdır. Cenâb-ı Hakk’ın bizim hiçbir iyiliğimize ihtiyacı olmadığı gibi, hiçbir kötülüğümüzden de O’nun şân-ı ulûhiyyetine zerre değin ziyan gelmez. Kul, yapıp ettikleriyle ancak kendi saâdet veya felâketini hazırlamış olur. Nitekim âyet-i kerîmelerde buyrulur:
“İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yeniden kendinize yapmış olursunuz…” (el-İsrâ, 7)
“O gün hiç kimse en küçük bir haksızlığa uğramaz. Siz orada oysa yaptıklarınızın karşılığını alırsınız.” (Yâsîn, 54)
“Şüphesiz Ki Allah, insanlara hiçbir şekilde zulmetmez, ama halk müziği kendilerine zulmederler.” (Yûnus, 44)]
Rabbimiz, özellikle şu mübârek üç aylarda takvâ zırhına bürünerek her türlü günahtan özenle sakınabilmeyi, sâlih amellere büyük bir iştiyakla koşabilmeyi ve gönül dünyamızı Ramazân-ı Şerîf’e uygunca hazırlayabilmeyi, cümlemize nasip ve müyesser eylesin. Âmîn! ( Osman Nuri Topbaş,Altınoluk Dergisi, 2019 – Nisan, Sayı: 398, Sayfa: 032)