"Birbirinize kin tutmayınız, hased etmeyiniz, sırt dönmeyiniz ve ilginizi kesmeyiniz. Ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz. Bir Müslümanın, din kardeşini üç günden fazla terketmesi helâl değildir" hadisini nasıl anlamalıyız?

Enes radıyallahu anh'den söylenti edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Birbirinize kin tutmayınız, hased etmeyiniz, sırt dönmeyiniz ve ilginizi kesmeyiniz. Ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz. Bir Müslümanın, din kardeşini üç günden artı terk etmesi helâl değildir." (Buhârî, Edeb 57, 58, 62; Müslim, Birr 23, 24, 28, 30-32. Keza bk. Ebû Dâvûd, Edeb 47; Tirmizî, Birr 24; İbni Mâce, Duâ 5)

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

Müşterek vasıfları ve esas görevleri Allah'a kul olmaktan ibâret olan Müslümanlar, bu vasıflarını korumak ve görevlerini yerine getirmek için bazı noktalara özel ihtimam kullanmak zorundadırlar. Bu noktaların başında "kardeşlik" kavramına ters düşecek duygulara kapılmamak, öylesi davranışlarda bulunmamak kazanç.

KARDEŞLİK HUKUKUNA TERS DÜŞEN DUYGU VE DAVRANIŞLAR

"Hadisimiz, bu çok manâlı noktalardan birkaç tanesine dikkat çekmektedir. Şimdi bunları sırasıyla açıklayalım;

Buğz: Sevgisizlik, birilerine karşısında içinden kin ve nefret dinlemek, düşmanlık doyurmak demektir. Bu sebeple de bir Müslümanın bir başka Müslümana buğzetmesi, her şeyden önce kardeşlik kavramına ve duygusuna zıt düşer. Fakat buğz, adamakıllı dini kaygılar nedeniyle ve Allah rızâsı için olursa, o zaman sakıncalı olmaktan çıkar ve olumlu bir amaç kazanır. Nitekim Efendimiz, "Amellerin en üstünü Allah için sevmek, Allah için buğzetmek, kin tutmaktır" buyurmuştur. (bk. Ebû Dâvûd, Sünnet 2)

Bu demektir fakat Müslümanın sevdikleri, saygı duydukları olabileceği gibi, sevmedikleri, buğzettikleri, kin besledikleri de olacaktır. Bu da pek tabiîdir. Zira sevgi ne değin tatlı ve sıcak; buğz ve kin ne kadar sert ve soğuk görülürse görülsün, "Allah için" oldukları süre, arasında ayrım kalmaz, her ikisi de aynı hükümde birleşirler. Her ikisi de "en üstün amel" derecesine yükselirler. Duygu ve davranışlara manâ kazandıran, onların temelinde yatan niyetler ve yöneldikleri hedeflerdir. Müslümanların sevgisi de kin ve nefreti de İslâm ile sınırlıdır, böylece elde etmek zorundadır. Bu çerçevenin açık havada kalan kişisel birtakım gerekçelerle Müslümanların birbirlerine buğzetmeleri, kin ve dehşet duymaları nehyedilmiş, yasaklanmıştır.

Haset: Başkasının sahip bulunduğu maddî mânevî bir değerin onun elinden çıkmasını dilemek seslenmek olan haset, dilimizde kıskançlık kelimesiyle karşılanmaktadır. Bu mânada Müslümanların birbirlerini kıskanmaları, çekememeleri, her birinin yekdiğerinin imkânlarında, malında, mülkünde, mevki ve makamında gözü olması, önce kardeşlik hukukuna sığmaz, daha sonra da toplumda emniyet ve güven bırakmaz. Gerçekte iyice tetkik edilecek olursa, hasedin temelinde ilâhî takdir ve taksime razı olmamak maksat ve anlamının bulunduğu görülecektir. Hasedin yasaklanmasının ola ki esas sebebi de budur.

Kıskançlık ve çekememezliğin birincil ve esas zararı, bu duyguya sahip olanlaradır. Başkalarında yer alan nimetlerin onlarda kalmakla beraber, bir benzerinin de kendisine verilmesini dilemek, arzu etmek yasak değildir. Bu nesil duyguya gıpta ve imrenme denir. Imrenme, güzelliklerin artmasını temenni etmek anlamı taşır.

Sırt çevirme: Buğz ve haset birer duygu idi. Sırt döndürmek ise, bu duygulara dayalı olarak, düşmanlık olsun diye Müslümanlara arkasını dönme, görüşüp konuşmama, onlardan kopma demektir ve bu bir davranıştır. Müslümanların birbirlerine arka vermeleri, takviye çıkmaları gerekirken, birbirlerine sırt dönmeye kalkışmaları, kuşkusuz "kardeşlik"le bağdaşmaz. O yüzden de yasaklanmıştır.

İlişki kesme: Maddî mânevî tüm ilişkileri koparma, Müslümanlarla ilgilenmeme demektir. Eskiler buna kat-ı alâka derler. Kardeşler arasında, ciddî ve meşrû bir sebebe dayanmayan bir ilişki kesme, fazla ciddî mânada bir mağlubiyet alâmetidir.

Küsme, konuşmama: Çok farklı sebeplere dayalı olarak ahali birbirlerine kızabilir, küsebilirler. Oysa bunun makul ve meşrû bir sürede sona erdirilmesi gerekir. Bu süre hadîs-i şerîfte maksimum üç gün olarak belirlenmiştir. Üç güne değin kırgın durmanın hiç bir sakıncası yoktur, sanılmamalıdır. Onun da sakıncası vardır lakin küsme olayı üç günü taşarsa, işte o zaman açıkca "haram" sınırına girmiş olur. Kişisel değil de tamamen dinî sebeplerle üç günden pozitif kırgın durulabilir. Buna kanıt olarak, Tebük Seferi'ne mazeretsiz katılmayan Ka'b İbni Mâlik ve arkadaşlarıyla, haklarında âyet gelinceye dek, Hz. Peygamber ve ashâbının elli gün küskün durdukları gösterilmektedir.

Hadisten Öğrendiklerimiz

Dinimiz Müslümanları kardeş ilân etmiştir. İslâm toplumu kardeşler toplumudur. Kardeşlik hukukuna ve kavramına zıt düşen buğz, haset, sırt çevirme, ilişki kesme ve küsme gibi bütün duygu ve davranışlar yasaklanmıştır.

Kaynak: Rİyazüs Salihin, Erkam Yayınları

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/birbirinize-kin-tutmayiniz-hased-etmeyiniz-sirt-donmeyiniz-ve-ilginizi-kesmeyiniz-hadisi.html