Hazret-i Ali, “Dünyanın kıvamı dört şey iledir” buyurmuştur. İlim tahsil eden kimse ile melikin kıssası.

Hazret-i Ali radıyallahu anh şöyle buyurmuştur:

DÜNYANIN KIVAMI 4 ŞEY İLEDİR

Dünyanın kıvamı dört şey iledir:

Âlim, ilmiyle âmil olmaktır. Câhil, teallümden (ilim öğrenmekten) istinkâf etmemektir. Ganî, malında buhul etmemektir. Fakir, dünyâsı için âhiretini satmamaktır.

Eğer ama âlim ilmiyle âmil olmazsa, câhil ilim öğrenmekten vazgeçerse, varlıklı malında buhlederse, fakir de dünyâsı için âhiretini satarsa: “Helak onlar için yetmiş kere...”

İLİM TAHSİL EDEN KİMSE İLE MELİK

Bir kimse bir melikin hizmetine tâlip oldu. Melik de git ilim ve edeb öğren ama hizmetin sâlih olsun, dedi. O kimse de ilim tahsiline şurû’ eyledi ve ilmin zevkini, lezzetini tattı. Sonradan Melik haber yolladı ancak ilmi terk etsin de bundan böyle gelsin, benim hizmetime ehil oldu.

İlim tahsil eden kimse de dedi oysa: Beni, senin hizmetine ehil görmediğin vakitte her ne kadar ben kendimi senin hizmetine ehil görmüş idiysem de fakat derhal sen beni kendi hizmetine ehil görüyorsun, lâkin ben nefsimi Allah azze ve celle Hazretlerinin hizmetine devama daha ziyâde ehil gördüm; buna da sebep, evvelce cehaletimden dolayı zannediyordum fakat kapı oysa senin kapındır. Ama el’ân, şu anda bildim ki tahkîka kapı, ancak Rabb-i Hakîkî olan, şerîki ve nazîri olmayan, Rabbü-l-erbâb, mün’im-i hakîkî Hâlık Teâlâ ve Tekaddes Hazretlerinin kapısıdır.

Bu Nedenle ilmi tahsil ile hakîkî kapıyı fehm ü idrâk etmek saadetine nail oldu.

Ve dahî duyurulmuştur ama: İlim tahsîli senin üstüne suûbetli, meşakkatli olması, senin dünyaya fart-ı muhabbetinden nâşîdir. Zîrâ Allah Teâlâ, sana bir sevâd-ı ayn bundan başka sûveydâ-yı kalp vermiştir. Yani sana gözünün bebeği, kara bebeğini ve kalbin içinde de bir kara noktacık vermiştir. Şüphe yoktur fakat, süveydâ demek sevâdın tasğîridir, daha ufak demektir. Kalbin siyah minik noktası, göz bebeğinden daha küçüktür. Bu böyle iken, senin göz bebeğin önüne yakından minik bir şey kor isen hiç bir şey göremezsin. Öyle ise senin göz bebeğinden daha ufak olan süveydâ-yı kalbine bütün dünyâ muhabbetini koymuş olursan böylece kapalı olan kalp gözüyle ne görebilirsin? Cenâb-ı Hak:

“Zira hal ü şân onların gözleri kör olmaz ve lâkin göğüslerinde olan kalpleri âmâ olur.” (Hac,46) buyurmuştur.

Yani sinelerinde olan kalpleri idrâkten ve ibret almaktan âmâ oldu. Zira kalpte ibret almaya lâyık idrâk olmayınca baş gözüyle görmekte menfaat olamaz.

Mâ’rifet-i ilâhiyyeyi direkt tefekkür ve mütâlâada delîl aklîdir. Kıraat ve kitabette ise kulak ile (işitme) delâlet-i sem’iyye vardır.

Bu sûretle Kur’ân-ı Kerîm aklî ve sem’î delilleri cem etmiştir ama oku, oku diyerek kıraatin ve kitabetin, ilmin taliminin (öğrenilmesinin) insan için en büyük lütuf ve kerem-i Rabbânî cümlesinden olduğunu öğüt eylemesi şâyân-ı dikkattir.

Peygamberimiz, Nebiyy-i Ekrem ve Ümmiyyi Muhterem sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem Efendimiz’in yazıya ihtiyâcı olmadığı şi’âr olunmakla beraber, kalem ile talimin de büyük bir ikrâm-ı Rabbânî olduğu beyân buyurulmuş ve bu sûretle ümmetini okuyup yazmaya da teşvîk ve terğib eylemiştir.

Kaynak: Mahmud Sâmî Ramazanoğlu-Musahabe-1, s.70- Erkam Yayınları

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/dunyanin-kivami-dort-sey-iledir.html