Hadisi şerifi nasıl anlamalıyız? Hadisten çıkarmamız gereken dersler nelerdir?

Yine Ebû Mes’ûd radıyallahu anh’den söylenti edildiğine göre  şöyle demiştir:

Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem namaza başlayacağımız zaman omuzlarımıza dokunarak şöyle buyururdu:

-“Düz durun, karışık durmayın. Sonradan kapleriniz de şaşkınlık içinde olur. Namazda benim arkama ihtiyar-başlı olanlar dursun. Onların arkasına kendilerinden sonra gelenler, daha sonra da onlardan sonradan gelenler dursun.”  Müslim, Salât 122. Keza bk. Ebû Dâvûd, Salât 95; Nesâî, Salât 54

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

İslâm toplumu, mâbed ve ibadet toplumudur. Ondaki armoni ve dirlik de mâbed ve ibadet düzenidir. Sevgili Peygamberimiz, topluluk toplantıların düzenine misal elde etmek üzere, namazda safların sürükleyici tutulmasını ve imamın arkasında açmak üzere en lâyık olanların en öne alınmasını keza sözlü olarak nasihat etmiş hem de gerçekten ortaya koymuştur. 1088 numarada baştan gelecek olan hadisimiz ve bundan sonraki hadis, Efendimiz’in konuya verdiği önemi gözler önüne sermektedir.

Hadisimizin burada zikredilmesine sebep son cümleleridir. Çünkü bu cümlelerde, ihtiyar - başlı olanların, akla yatkın olgun kişilerin öne geçirilmesi istenmektedir.

Ülü’l-ahlâm; hilm, sükûn ve vekar sahipleri aramak olup bundan gaye akıllı kişilerdir. Ahlâmı büluğ yaşına ermiş olmakla yorumlayanlar da vardır.

Nühâ, nühye kelimesinin çoğulu olarak, çirkinliklerden men eden hafıza anlamındadır. Biz, halkımızın bu nesil yerlerde kullanageldiği “ihtiyar-başlı“ ifâdesiyle bu iki ibâreyi karşıladık. “Yaşlı-başlı,“ aklı, hilmi, ilmi, vekârı ve olgunluğu yerinde kimseler demektir. Peygamber Efendimiz işte bu vasıftaki insanların, namazda imamın arkasına durmasını emretmektedir. Bu nasihat  herhangi bir sebeple imamlığa geçme mecburiyeti doğması ihtimaliyle de alâkalıdır.

Toplum düzeni, toplumda herkesi lâyık olduğu yere belirlemek ve herkese hakettiği değeri vermekle sağlanır. Aksi halde tam bir curcuna yaşanır. Kimin baş, kimin but olacağı bilinmez. Bu da  hadisimizin birincil cümlesinde işâret buyurulduğu gibi “kalblerin allak bullak, gönüllerin darmadağınık olmasına” ve toplumda değerler düzeninin bozulmasına sebep olur. Organlara hükmeden kalbtir fakat, kalbi dışa yansıtan da organların hareketleridir. Bu sebeple toplumdaki şamata, kalblerdeki düzensizliğin işâreti sayılmıştır. Câmide ibadet saflarını düzeltmesini bilmeyen cemaatin, hayatı düzeltmesi olası değildir. Bu sebeple dinimizdeki değerler düzeninin evvelâ Allah huzurunda, ibâdet ederken en hoş şekilde gösterilmesi ve benzer ahenk fikrinin oradan  topluma taşınması gerekmektedir. Hadisimizin bizden  istediği budur.

Hadisten Çıkarmamız Gereken Dersler Nelerdir? Hz. Peygamber, namazda safların akıcı olmasına son derece dikkat eder, bunu karşılamak için hem sözlü olarak uyarıda bulunur hem de gerçekte çaba gösterirdi. Organlarla kalb aralarında iki taraflı bütün bir irtibat ve etkileşim bulunmaktadır. Namazda ve diğer toplantılarda ihtiyar-başlı olanların en önde bulunmaları uygun olur. İlim ve fazilet sahiplerini, ilim, danışma, hüküm ve fetvâ meclislerinde başa vermek gerekmektedir.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/duz-durun-karisik-durmayin-hadisi.html