“Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi farkettirip konut halkına selâm vermeden (içeri) girmeyin” ayetini nasıl anlamalıyız?

Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur:

“Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi farkettirip ev halkına selâm vermeden (içeri) girmeyin.” (Nûr sûresi, 27)

NUR SURESİ 27. AYET TEFSİRİ

Nûr sûresinde bir sonraki âyetin anlamı şöyledir:

“Orada kimse bulamazsanız, size izin verilinceye dek girmeyin. Eğer size geri dönün denilirse hemen dönün. Çünkü bu sizin için daha temiz bir davranıştır.” Bu âyetler bize başkalarına ait evlere girme ve konuk olma gibi kayda değer bir konuda nasıl davranılacağının edebini öğretmektedir. Çünkü başkalarının mülküne izinsiz girmek, İslâm nazarında haram, hukuken de yasaktır. İnsanın kendi mülkü olan, dinen ve hukuken girmeye hakkı bulunan ev içerisinde bile başkalarının odalarına habersiz ve selâmsız girmek, din açısından ve edep yönünden yasaklanmış kılınmıştır. İnsanın bir eve geldiğini farkettirmesi, konut halkından içeri girmek üzere izin istemesi demektir. Aslında iznin mahiyeti, evin girmeye müsait olup olmadığını öğrenmektir. Herhangi bir eve ya da odaya etken yapar gibi girmek câiz değildir. Âyette geçen “istînâs” kelimesini Resûl-i Ekrem, öksürerek, tekbir ve tesbih ile konut halkını bilgi vermek olarak açıklamıştır. “Teslim” ise es-selâmü aleyküm demektir. Böyle girilmediği takdirde, ev sahibinin girmek isteyene aleyhinde her türlü müdafaa hakkı doğar. Çünkü meskenler, her türlü tecavüzden ve edepsizlikten korunmalıdır.

Câhiliye Arapları birinin evine vardıkları süre mahremiyete saygı göstermez dünya ve âhiret saadetini temenni etmek olan selamı da bilmezlerdi. “Sabahınız hayat olsun” veya “hayr olsun” “kültürlü olsun”, “akşamınız hayat olsun” gibi sözler söylerlerdi. Bunlarla günümüzde kullanılan “günaydın”, “tünaydın” sözleri aralarında ilginç bir benzerlik vardır. Bunlar kötü bir şey olmamakla beraber, İslâm’ın selâmının yerini tutmayan anlık temennilerdir. Üstün bir uygarlık olan İslâm’ın bize öğrettikleriyle güdük medeniyetlerin âdetleri olan sözler mukayese edilemez.

Bir eve gelindiğinde izin isterken veya günümüzde yaygın bir âdet olan kapıların zilleri çalındıktan sonra yüzünü kapıya içten dönmeyip, sağa veya sola yönelerek, içeriyi görmeyecek şekilde durup beklenilmelidir. Bir adam Peygamberimiz’e gelerek:

– Annemden de müsade isteyecek miyim, diye sormuştu. Efendimiz:

– Evet, annenden de müsade istiyeceksin, buyurdu. Adam:

– Ama onun benden diğer hizmet edeni yok, her girişimde izin mi isteyeyim, deyince:

– Ananı çıplak görmeyi istek eder misin, cevabını verdiler. (Süyûtî, ed-Dürrü’l-mensûr, VI, 173)

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

SELAM VERME VE ALMANIN HÜKMÜ NEDİR?

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/ev-halkina-selam-vermeden-iceri-girmeyin-ayeti.html