Haşr Suresi 21. ayeti ne anlatıyor? Haşr Suresi 21. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Haşr Suresi 21. Ayetinin Arapçası:

لَوْ اَنْزَلْنَا هٰذَا الْقُرْاٰنَ عَلٰى جَبَلٍ لَرَاَيْتَهُ خَاشِعًا مُتَصَدِّعًا مِنْ خَشْيَةِ اللّٰهِۜ وَتِلْكَ الْاَمْثَالُ نَضْرِبُهَا لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ

Haşr Suresi 21. Ayetinin Meali (Anlamı):

Eğer biz bu Kur’an’ı bir dağın tepesine indirseydik, sen onu Allah korkusundan başını eğip paramparça olduğunu görürdün. Biz bu misâlleri insanlara veriyoruz oysa, etraflıca düşünüp gerekli dersi alsınlar.

Haşr Suresi 21. Ayetinin Tefsiri:

Bu misâle kadar, belki Kur’lahza büyük bir dağ üzerine indirimli ve dağa böylece bir şuur verilmiş olsaydı, göğe doğru başkaldırmış o yüce dağ, bütün katılığına rağmen Allah korkusu altında son derece etkilenir, her türlü itaatsızlığı bir kenara atarak çatlayıp paramparça oluncaya dek ilâhî emirlere boyun eğerdi. O halde sahip kılındığı hafıza ve şuur kabiliyeti ile o ilâhî emâneti yüklenen, bir taraftan cehennem ateşi, bir de cennet nimetleriyle kuşatılmış olarak istikbale içten gitmekte olan insanların bundan daha artı etkilenmesi ve açıkgöz olmaları gerekir. Fakat ne eyvah ki, o fazla zalim ve çok cahil olan insan, bundan müteessir olmamakta, Allah’tan korkmamakta, O’na saygı duymamaktadır. Hem Allah’ın hukukunu, nefislerinin vazife ve istikbalini unutmakta, iyilik ve kurtuluş yollarını düşünemez duruma gelmektedirler. Hz. Mevlânâ’nın anlattığı şu hikâye, Allah’ın kelâmı ve zikri aleyhinde insanın bu derin gafletini ne hoş gözler önüne serer:

“Bir köylü öküzünü ahıra bağlamıştı. Bir arslan geldi, öküzü yedi ve onun yerine geçti oturdu. Köylü, gece vakti ahıra girdi, öküzünü bağladığı tarafa gitti. O aptal birey, etrafını eliyle yoklayarak öküzünü arıyordu. Öküzünü ararken arslanı buldu. Elini, orasına burasına sürmeye, bazan sırtını, bazan yanını, böğrünü yoklamaya, elini yukarı, aşağı gezdirmeye başladı. Arslan, kendi kendine diyordu oysa: «Eğer pozitif parlak olsaydı, bu za­vallı adamın ödü kopar, yüreği kan kesilirdi. Derhal şu gece vakti, beni kendi öküzü sanıyor da, rahatça oramı bu­ramı kaşıyor.» Cenab-ı Hak buyurdu ama: «Ey aldanmış kör birey! Adımın zikr edilmesinden Tûr dağı paramparça olmadı mı? (bk. A‘râf  7/143) Uhud dağı benim büyüklüğümü anlasaydı, paramparça olur, gönlü kanla dolardı.» Allah’ın mübârek adını babandan, anandan işitmiş olduğun için, gaflet içinde habersizce ona sarılmışsın. Taklide uymadan, Allah’ın adının hakîkatinden haber alsan, incelir, erirsin; hatif gibi belirtin bile kalmaz. Seni ürkütmek için anlattığım bu hikâyeyi dinle de, taklide uy­manın nasıl bir facia olduğunu anla.” (Mesnevî, 503-513. beyit)

Dolayısıyla bahşedilen bu gibi misallerin hedefi, insanların düşünüp istifade etmelerini karşılamak; muşahhas örneklerden hareketle aklî ve fikrî mânaları kavrayıp, geçmiş ve geleceklerini düşünmeye yönlendirmek; Allah’ın baki azamet ve kudreti huzurunda eğilerek yarın kadar yakın olan âhiret için hazırlanıp ateşten korunmalarına asistan olmaktır.

Esas gâye, zâtı,  isimleri, sıfatları ve fiilleriyle Allah Teâlâ’yı tanımak ve şöylr bir mârifetle bütün bir açık sözlülük ve teslimiyet içinde O’na kulluk yapmaktır:

Haşr Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Haşr Suresi 21. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/hasr-suresi-21-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html