Haşr Suresi 6. ayeti ne anlatıyor? Haşr Suresi 6. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Haşr Suresi 6. Ayetinin Arapçası:

وَمَٓا اَفَٓاءَ اللّٰهُ عَلٰى رَسُولِه۪ مِنْهُمْ فَمَٓا اَوْجَفْتُمْ عَلَيْهِ مِنْ خَيْلٍ وَلَا رِكَابٍ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ يُسَلِّطُ رُسُلَهُ عَلٰى مَنْ يَشَٓاءُۜ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ

Haşr Suresi 6. Ayetinin Meali (Anlamı):

Allah’ın savaşsız olarak onlardan alıp Peygamberi’ne ganimet olarak verdiği mallara gelince, siz o malları elde etmek için ne beygir koşturdunuz, ne de deve! Ama Allah peygamberlerini dilediği kimse­lerin üstüne gönderir de, zâlimlerin kalplerine dehşet salarak savaşa gerek kalmadan onları yenilgiye uğratır. Allah’ın her şeye gücü yeter.

Haşr Suresi 6. Ayetinin Tefsiri:

Savaşsız ve zahmetsiz olarak düşmandan ele geçen mallara “fey” denilir. “Ganimet” ise savaşmak suretiyle ele geçen düşman mallarıdır. Nitekim Nadîr oğullarından elde edilen mallar, at koşturmaya ya da deve sürmeye gerek olmaksızın savaşmadan elde edilmişti. Fey ile ganimetin hükümleri farklıdır. Enfâl sûresinin 41. âyetine kadar ganimet beşe ayrılır. Beşte biri Allah’a ve Rasûlü’ne yani devlet bütçesine aittir. Kalan beşte dördü savaşa katılan mücahitlere dağıtılır. Fey ise en ince ayrıntısına kadar Allah ve Rasûlü’ne ait olup, Peygamber (s.a.s.) ve ondan sonradan gelen halifeler onu diledikleri gibi müslümanların işlerine harcarlar. Nitekim 7. ve 8. âyetler de bu malların kimlere harcanacağı hususuna ayrıca açıklık getirilmektedir.

Allah Teâlâ’nın fey’in bu şekilde taksim edilmesini istemesi, malın yalnızca zenginler ve güçlüler aralarında dolaşıp durmasını engellemek, toplumun yoksul kesimlerinin de bundan en fazla derecede istifadesini sağlamaktır. اَلدُّولَةُ (dûle) kelimesi, dâl harfinin ötresiyle “elden ele dolaşan hoş şey” anlamına gelir. Dâl harfinin fethasıyla اَلدَّوْلَةُ (devlet) ise “sevilen, hoşa giden güzel bir şeyin ardında dolaşmak veya güzel bir şeyin ele geçmesi” mânasına kazanç.

İslâm devletinin iktisâdî anlayışının temelini teşkil eden kaidelerden biri de, Kur’ân-ı Kerîm’in koyduğu bu mühim esastır. Yani zenginlik yalnızca zenginlerin arasında dolaşan bir şey olmaktan çıkarılıp bütün topluma yayılmalıdır. Servet yalnızca zenginler aralarında dolaşmamalı veya zenginler gün be gün daha da zenginleşirken, fakirler daha da fakirleşmemelidirler. Bu açıdan bakıldığında Kur’an’ın yalnızca mücerret bir kural ortaya koymakla kalmadığı, bunun yanı sıra bir kısım pratik önlemler aldığı görülecektir. Bunların başında faizi haram kılıp, zekâtı emretmesi gelir. Fey haricinde ganimetlerden beşte birinin fakirlere verilmesini ister. Sadakaya ilave olarak, çeşitli kefaretler vasıtasıyla zenginliğin akışının fakirler tarafına olması için infak edilmesini aralıksız öneri eder. İslâm’ın keza ölüm eden kimsenin bıraktığı servetin en geniş kitleye yayılmasını sağlayacak bir veraset hukuku ihdas ettiği uyarı çeker. Ahlâkî bakımdan pintilik kötülenirken, soylu davranış fazilet olarak özendirme edilir. Zenginlere mallarında fakirlerin payı olduğu ve bu payın hayrat olarak yok, onların hakkı olarak verilmesi gerektiği bildirilir. Fey hakkında emredilen kanuna tarafından, onun bir kısmı toplumdaki yoksul ve muhtaçlara takviye olarak kullanılmalıdır. Bu gerçekler, İslâm devletinin kazanç giderlerinin ve genel olarak bütün parasal ve iktisadi ilişkilerin, gelir kaynakları üzerinde zenginlerin tekel kuramayacakları ve servetin akışının fakirlerden zenginlere değil, zenginlerden fakirlere akacağı bir biçimde düzenlenmesi gerektiğini açıkça belirtmektedir.

Bu sebeple buyruluyor fakat:

Haşr Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Haşr Suresi 6. ayetinin meal karşılaştırması ve öteki ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/hasr-suresi-6-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html