Hudeybiye Antlaşması’nın en önemli sonucu hangisidir? Hudeybiye Antlaşması’nın Müslümanlar için en önemli yanı.

Hudeybiye’de tahakkuk eden bu sulh ortamı, İslâm teblîğinin hızlanması için bir dönüm noktası oldu. Zîrâ Allâh Teâlâ bunu “Feth-i Mübîn” olarak tavsîf etmektedir.

BÜYÜK FETİH

Allâh Rasûlü (s.a.v), Hudeybiye’nin büyük bir fetih olduğunu bildirdiklerinde ashâbdan biri:

“–Beytullâh’ı tavâftan alıkonulduk, kurbanlarımızın Harem’de kesilmesine mânî olundu. Müslüman olarak bize gelip sığınan iki kişiyi de Rasûlullâh geri verdi. Bu nasıl fetihtir?” diyerek söylendi.

Onun bu sözleri Efendimiz’e ulaşınca Rasûl-i Ekrem (s.a.v), bu müsâlahanın hangi yönden büyük bir fetih olduğunu şöyle îzah buyurdular:

“−Evet! Bu müsâlaha en büyük fetihtir. Müşrikler sizin, kendi beldelerine gidip gelmenize ve işinizi görmenize râzı olmuş, gidip gelirken de emniyet ve selâmet içinde bulunmanızı istemiştir. Onlar şimdiye değin istemedikleri, hoşlanmadıkları İslâm’ı, bu nedenle sizlerden görecek ve öğrenecekler. Allâh sizi muzaffer kılacak, gittiğiniz yerden sâlimen ve kazançlı olarak döneceksiniz. Bu ise fetihlerin en büyüğüdür.” (Halebî, II, 715. Krş. Ebû Dâvûd, Cihâd, 143-144/2736)

Hz. Ebûbekir de Hudeybiye sulhu hakkındaki kanaatini şöyle ifâde etmiştir:

“İslâm’da Hudeybiye fethinden daha büyük bir fetih olmamıştır. Ama insanlar, kısa ve kuytu görüşlü olduklarından bu antlaşmaya îtirâz etmişlerdir. İnsanlar, Allâh ile Peygamberi arasındaki işlerde acelecidirler. Allâh Teâlâ ise onlar gibi acele etmez, dilediği işi kıvamına gelip olgunlaşmadıkça yapmaz.” (Vâkıdî, II, 610; Halebî, II, 721)

İSLAMÎ TEBLİĞİN HIZLANMASI

Hudeybiye antlaşmasının ilk müsbet netîcesi İslâm’ın çabuk bir dağılım göstermesi oldu. Bu barış döneminde İslâm teblîğine yeni imkânlar ve yayma sahaları açıldı. Bu sâyede Müslümanlar, müşriklerle bir araya gelmeye, onlara Kur’ân-ı Kerîm okumaya ve İslâm hakkında açıktan açığa konuşmaya başladılar. Müslümanlıklarını gizleyenler de bundan böyle inançlarını korkusuzca îlân edebiliyorlardı.1

Hâlbuki bundan önce, iki taraf birbiriyle bu dek gizli görüşemiyordu. Barıştan sonradan müşrikler Medîne’ye serbestçe geliyorlar, Müslümanlar da Mekke’ye serbestçe gidiyorlardı. Oradaki âileleri, dostları ve öteki insanlarla görüşüp konuşma imkânı buluyorlardı. Allah Rasûlü’nün hâl ve hareketleri, mûcizeleri, ahlâkı ve yolunun güzelliği hakkında Müslümanların verdikleri bilgiler ve öğütler bundan böyle dinlenir olmuş, böylece müşriklerin kalpleri yumuşayıp İslâm’a meyletmeye başlamıştı. Zâten çöllerde oturan Araplar da müslüman elde etmek için Kureyş müşriklerinin îmân etmelerini bekliyorlardı. Bu müddet içinde, müşriklerin ileri gelenlerinden Amr bin Âs, Hâlid bin Velîd ve Osmân bin Talha gibi kimseler dahî Müslüman olmuşlardı.2

İslâm temsilcileri, güvenlik içerisinde dağıtılmış bölgelere gitmişler, her vesîle ile insanlara İslâm’ı anlatma imkânı bulmuşlardı. Bu dönemde Müslüman olanların sayısı kat kat arttı.

HUDEYBİYE ANTLAŞMASI’NIN MÜSLÜMANLAR İÇİN EN ÖNEMLİ YANI

İmam Zührî, Hudeybiye Müsâlahası’nın netîcelerini, Allâh Rasûlü’nün bu husustaki hadîs-i şerîflerinden faydalanarak şu şekilde hulâsa eder:

“Daha önceleri Müslümanlarla müşrikler, karşılaştıkları yeniden savaşmış ve çarpışmışlardı. Hudeybiye barışı olunca harp ve çarpışma sona erdi. İki taraf arasında emniyet ortamı teşekkül etti. Birbirleriyle görüşüp kaynaşma imkânı buldular. Hattâ muhtelif konularda yardımlaşmaya başladılar. Bu sırada kime İslâm’dan söz açılsa, azıcık düşündükten sonra hakîkati kavrıyor ve derhal Müslüman oluyordu. O Kadar oysa Hudeybiye’den Mekke fethine kadarki iki yıl zarfında Müslüman olanların sayısı, Hudeybiye’ye dek ge­çen on dokuz senelik İslâmî dâvet netîcesinde Müslüman olanların sayısından daha pozitif ol­muştu.”

İbn-i Hişâm, buna şu sözleri ilâve eder:

“Rasûlullâh, Hudeybiye’ye giderlerken bin dört yüz kişiyle yola çıkmışlardı. Bundan iki yıl daha sonra, Mekke’nin fethinde ise yanlarında on bin, diğer bir rivâyete göre yolda katılan iki bin kişi ile birlikte on iki bin Müslüman bulunmaktaydı. Bu rakamlar, Zührî’nin tespitlerinin ne değin isâbetli olduğunu göstermektedir.” (Heysemî, VI, 170; İbn-i Hişâm, III, 372)

Bu sulh, Müslümanların, hâin Yahûdinin son halkası olan Hayber ile rahatça hesaplaşmasına fırsat veriyordu.

Hudeybiye Sulhü 17-18 ay sürdü. Daha Sonra Kureyş barışı bozdu. Müslümanlarla anlaşan Huzâa kabilesine aleyhinde kendileriyle anlaşan Benî Bekir’e takviye ettiler. Mekke yakınlarındaki Vetîr Suyu başında namaz kılmakta olan Müslümanları şehît ettiler.

Huzâa kabilesi Müslümanlardan destek istedi. Bu şekilde muâhede bozulmuş oldu. Ve bu, Mekke fethinin zâhirî sebebi oldu.

Dipnotlar:

1 Bkz. İbn-i Kayyım, Zâdü’l-meâd, III, 309-310. 2 Bkz. Vâkıdî, II, 624.

Kaynak: Dr. Murat Kaya, Siyer-i Nebi.

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/hudeybiye-antlasmasinin-en-onemli-sonucu.html