Bir kâfir ve Müslüman yaptığı iyiliklerin mükafatını nasıl ve nerede alacak? Hadisi şerif ne buyuruyor?
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine kadar Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Gerçek şudur ama kâfir bir iyilik yaptığı zaman, onun karşılığında kendisine dünyalık bir nimet verilir. Mümine gelince, Allah onun iyiliklerini âhirete saklar, dünyada da yaptığı kulluğa tarafından ona rızık verir.” (Müslim, Münâfıkîn 57)
Bir rivâyete göre de (Müslim, Münâfıkîn 56) Resûl-i Ekrem şöyle buyurmuştur:
“şüphesiz ki Allah, hiçbir mü’minin işlediği iyiliği karşılıksız bırakmaz. Mümin, yaptığı iyilik nedeniyle ayrıca dünyada hem de âhirette mükâfatlandırılır. Kâfire gelince, dünyada Allah için yaptığı iyilikler karşılığında kendisine rızık verilir. Âhirete vardığında ise, kendisiyle mükâfatlandırılacağı herhangi bir hayrı kalmaz.”
Hadisi Şerifi Nasıl Anlamalıyız?Her ikisi de Enes İbni Mâlik radıyallahu anh’den söylenti edilmiş olan ve neredeyse cümlelerinin ibraz ve tehirinden başka arasında pek bir ayrım bulunmayan bu iki hadis, mü’minler için keza dünya ve keza de âhirette ikrâm ve ihsânın bulunduğunu göstermektedir. Allah’a inanmadığı halde, fakir-fukaraya yardımcı ve daha diğer iyilikler yapan kâfirler, bu iyilikleri karşılığında kendilerini yeterli bir takım nimetlere kavuşurlar. Fakat iman ve ona dayalı hâlis niyetten mahrum oldukları için bu tür işlerinden nedeniyle âhirette herhangi bir beklentileri olamaz. Mü’minler ise, yaptıkları iyilikler için hem dünyada ayrıca de âhirette mükâfat görürler.
Bu hadislerin ortaya koyduğu gerçek şudur: Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri mü’minlere lutuf ve ihsân ile, kâfirlere ise adaletle muamele eder. Bu sebeple bu hadisler, mü’minler için sahiden büyük bir ümit kaynağıdır. bununla birlikte onları çifte mükâfat alabilecekleri iyilikleri çok çok işlemeye de teşvik etmektedir.
Hadisten Çıkarmamız Gereken Dersler Nelerdir?Allah Teâlâ mü’minlere lutfuyla muamele edecek, onların iyiliklerine hem dünyada hem de âhirette karşılık verecektir. Âhirette mükâfatsız kalmayacakları inancıyla müslümanların daha çok iyilik yapmaları gerekir. Kâfirlerin dünyada her yaptıklarının karşılığını almış olmaları, müslümanları inanç ve dinlerine aleyhinde tereddüde sevketmemelidir. Onların âhirette görecekleri herhangi bir mükâfat söz konusu değildir.
Kaynak: Riyazüs Salihin,
