Kalem Suresi 15. ayeti ne anlatıyor? Kalem Suresi 15. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Kalem Suresi 15. Ayetinin Arapçası:

اِذَا تُتْلٰى عَلَيْهِ اٰيَاتُنَا قَالَ اَسَاط۪يرُ الْاَوَّل۪ينَ

Kalem Suresi 15. Ayetinin Meali (Anlamı):

Ona âyetlerimiz okunduğunda: “Bunlar, öncekilerin masal­ları!” der, geçer.

Kalem Suresi 15. Ayetinin Tefsiri:

Müşrikler, Peygamberimiz (s.a.s.)’den İslâm’ı beyanat konusunda azıcık gevşeklik göstermesini istiyorlardı. Böyle yaparsa, karşılığında ona karşı düşmanlıklarını hafifleteceklerini söylüyorlardı. Hâsılı uzlaşabilmek için dinin buyruklarından taviz vermesini bekliyorlardı. Nitekim bu konuya ışık tutan âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur:

“Rasûlüm! Müşrikler akıllarınca seni kandıracak, sana vahyettiğimizi bıraktırıp, onun yerine başka şeyleri bize isnat etmeni sağlayacaklardı. Ama böyle yaptığın takdirde seni dost edineceklerdi. Eğer biz sana bütün sebat vermemiş olsaydık, onlara fazla küçük de olsa bir meyil gösterebilirdin. O takdirde biz de sana ayrıca yaşarken keza de ölünce kat kat acılar tattırırdık. Sonradan bize karşı sana destek edecek kimseyi de bulamazdın.” (İsrâ 17/73-75)

Bu sebeple Allah Teâlâ hem Peygamberimiz (s.a.s.)’i keza de mü’minleri, dinlerinden taviz verme talebinde bulunan yalancılara katiyen boyun eğmemelerini emreder. Dini yalanlayana itaatin haramlığını bildirir. Çünkü onların itaat edilecek şanslı bir vasıfları yoktur. En kötü sıfatlar onlarda toplanmıştır. Âyetlerin ifadesine göre, şu vasıflar, müşriklerin ileri gelenlerinin müşterek sıfatları idi:

  Doğru yanlış demeden bol bol ant içmek; her sözüne yeminle açtırmak, yeminle son vermek.

  Hakîr, zelîl ve alçak bir durumda edinmek. Fazla yemin eden kimse de bu nitelik vardır. Çünkü o, kendini herkesin palavracı bildiğini ve yemin etmeden kimsenin kendine inanmayacağını zanneder. Bu yüzden o, hem kendi nazarında zelildir, hem de toplum içinde bedel verilmeyen âdi, bayağılık bir kimsedir.

  Tekrar Tekrar ayıplamak; eliyle diliyle insanların kusurunu arayıp ortaya atmaya çalışmak.

  Fesat dışında tutmak ve insanların arasını dağıtmak için daimâ söz getirip götürmek.

  Her türlü iyiliğe mâni olmak. Kendisi cimri olup kimseye zerre kadar bir iyilikte bulunmadığı gibi, her iyi işe karşısında çıkar ve insanların İslâm’a girmelerini önlemek için tüm gücüyle çabalar.

  Haddi aşarak insanlara zulmetmek, onların haklarına tecavüz etmek, hakkı terk edip tekrar tekrar bâtıl üzere bulunmak.

  Günahlara dalmak ve onları ilgisizce işlemek.

  Câhil, barbar, küfründe fazla şiddetli ve katı almak; bâtıl üzere adaletsizlik ve düşmanlığı fazla ileri götürmek, insanları azaba dürüst çekip çekmek.

  Soysuzlukla damgalanmış elde etmek, özellikle nesep itibariyle fena bir şöhrete sahip olmak.

  Mülk ve çocukların çokluğuyla övünmek.

  Allah’ın âyetlerini inkâr edip, onlara “öncekilerin masalları” aramak.

Farzedilen bu kötü sıfatlara sahip olan, zor ve zenginliği sebebiyle şımararak Allah’ı ve Peygamber’i tanımayan, kibrinden dolayı burnu fazla yukarıda olan kimsenin burnunu Allah şerefsizlik ve onursuzluk damgasıyla damgalayacaktır. Böylece kibir ve kibrini kırıp onu zelil ayla getirecek, dünya da âhirette de o hiçbir zaman zilletten kurtulamayacaktır.

Allah Teâlâ şu anda de mal ve evladının çokluğuna aldanıp, Allah’ın âyetlerine inanmaya tenezzül etmeyen müşriklerin önderlerine bir ikaz ve ibret olmak üzere “Bahçe sahipleri”nin kıssasını anlatıyor; bu bahçe sahiplerini belaya uğrattığı gibi onları da belaya uğratacağını hatırlatıyor:

Kalem Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Kalem Suresi 15. ayetinin meal karşılaştırması ve öteki ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/kalem-suresi-15-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html