Meâric Suresi 2. ayeti ne anlatıyor? Meâric Suresi 2. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Meâric Suresi 2. Ayetinin Arapçası:

لِلْكَافِر۪ينَ لَيْسَ لَهُ دَافِعٌۙ

Meâric Suresi 2. Ayetinin Meali (Anlamı):

Kâfirler için bir cefa ki, geldiğinde onu önleyecek hiçbir baskı yoktur.

Meâric Suresi 2. Ayetinin Tefsiri:

Resûlullah (s.a.s.)’in davetine inanmayan, onun, iman etmedikleri takdirde başlarına büyük bir azabın geleceği yönündeki ikazını da alay ve eğlenceyle tedarik eden müşrikler, kendilerine va’dedilen o azabın bir lahza önce gelmesini istiyorlardı. Rivayete tarafından Nadr b. Hâris: “Ey Allah! Eğer bu Kur’an, senin katından gelen hakiki bir kitap ise, hiç durma derhal üzerimize gökten taş yağdır veya bize çile verici bir azap bayrak direği” (Enfâl 8/32) demişti. Bunun üstüne bu âyetler indi. (Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, XXX, 107) Ebu Cehil’in “Haydi üzerimize göğü parça parça düşür!” (Şuarâ 26/187) demesi üstüne indiği de nakledilir.

Hakiki şu ki, lüzum dünyevî gerek uhrevî olsun, Allah tarafından kâfirler için takdir edilen cefa vakti geldiğinde mutlaka vuku bulacak ve buna kimse mâni olamayacaktır. Kâfirlerin onu acele istemesi yahut onu alaya almaları, ilâhî takdiri değiştirmez. Varlıklar ve hâdiseler hakkında ilâhî plan nasıl karara bağlanmışsa o şekilde vuku bulur. Bu bakımdan Cenâb-ı Yargı zâtını ذُو الْمَعَارِجِ  (zi’l-meâric) olarak vasfeder. Meâric, ma‘rec kelimesinin çoğulu olup “artma vasıtaları” demektir. Bu kelimeye:

  Meleklerin yükseldikleri gökler,

  Allah’ın yaratıklarına lütfettiği nimetlerin mertebeleri,

  Cennetteki dereceler,

  Manevî ve ruhânî mertebeler, gibi mânalar verilir.

Tüm bunları yaratan, ikram ve ihsan eden Yüce Rabbimizdir. Dolayısıyla bu açıklama, Cenâb-ı Hakk’ın en yüce ve en üstün varlık olduğunu bildirir. Onun huzuruna çıkmak için melekler ve Cebrâil, bizim saydığımız dünya yıllarına kadar elli bin yıl olan bir günde peş peşe derecelerle yükselirler. Allah Teâlâ zamandan ve mekandan münezzeh olduğu, keza meleklerin yükseldiği derecelerin, merdivenlerin mâhiyetini bilemediğimiz için bu mevzûyu bütünüyle anlamak bize kapalıdır. Bunu böyle bilir ve inanırız. Oysa “elli bin sene” ifadesi, meleklerin zorunlu tâlimatları alıp vazifelerini yerine getirmek için ilâhî huzurda kat ettikleri mesâfelerin, derecelerin ne kadar fazla ve ne kadar ulu olduğu hakkında insan tasavvuruna bir ufuk vermektedir. Bunun içindir ancak, Peygamberimiz (s.a.s.)’e ve onun şahsında her mü’mine, Allah yolunda vazifesini tam yapıp güzel bir şekilde sabretmesi ve Rabbinin tecelli ettireceği neticeleri beklemesi tavsiye olunmaktadır. Kâfirler kıyâmeti uzaktan görüp inkâr etseler de, Allah Teâlâ’ya kadar o, hemen şimdi olacakmış gibi yakındır. Bu ifade, kıyametin, kopması ne kadar kesin bir hadise olduğunu göstermeye kâfîdir.

Şimdi seyredin o günde meydana gelecek dehşetli manzaraları:

Meâric Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Meâric Suresi 2. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/mearic-suresi-2-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html