Mücâdele Suresi 2. ayeti ne anlatıyor? Mücâdele Suresi 2. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Mücâdele Suresi 2. Ayetinin Arapçası:

اَلَّذ۪ينَ يُظَاهِرُونَ مِنْكُمْ مِنْ نِسَٓائِهِمْ مَا هُنَّ اُمَّهَاتِهِمْۜ اِنْ اُمَّهَاتُهُمْ اِلَّا الّٰٓـ۪ٔي وَلَدْنَهُمْۜ وَاِنَّهُمْ لَيَقُولُونَ مُنْكَرًا مِنَ الْقَوْلِ وَزُورًاۜ وَاِنَّ اللّٰهَ لَعَفُوٌّ غَفُورٌ

Mücâdele Suresi 2. Ayetinin Meali (Anlamı):

İçinizden “sen bana annemin sırtı gibisin” diyerek hanımlarına zıhâr yapanlar bilsinler oysa, o kadınlar onların anneleri değildir. Onların anneleri, ancak kendilerini doğurmuş olan kadınlardır. Doğrusu onlar, bu sözleriyle fazla çirkin ve gerçek dışı bir söz söylemiş oluyorlar. bununla birlikte Allah, şüphesiz çok affedicidir, fazla bağışlayıcıdır.

Uğraşma Suresi 2. Ayetinin Tefsiri:

Câhiliye döneminde kadınların maruz kaldığı “zıhâr” denilen fena bir âdet vardı. Buna göre bir koca hanımına: “Sen bana anamın sırtı gibisin” dediği vakit, bundan böyle hanım ona sonsuza dek haram sayılırdı. Lakin boşanma da gerçekleşmez, kadın evli iken kocasız duruma düşerdi. Ashâb-ı kirâmdan Evs b. Sâbit de, kızgınlığa kapılarak hanımı Havle’ye böyle zıhâr yapmıştı. Havle (r.a.) gelip durumu Allah Resûlü (s.a.s.)’e arzetti. Gençliğini kocası uğruna tükettiğini, ona çocuklar verdiğini ama şu anda yaşlanınca kapı dışa­rı edildiğini dertti üzgün anlattı. Acınacak Halde haline bir çare bulmasını söyledi. Efendimiz (s.a.s.) ise mevcut uygulamadan hareketle “sen ona haramsın” buyurdu. Havle iki defa daha gelip ısrar etmesine rağmen benzer cevabı aldı. Sonra halini Cenâb-ı Hakk’a şöyle arzetti:

 “Allahım! Fazla yalnızım. Bu ayrılık bana fazla acı verecek. Küçük çocuklarım var; onları babalarına bıraksam biçare olacaklar, yanıma alsam aç kalacaklar. Halimi sana arz ediyorum, beni bu sıkıntıdan kurtar! Rasûlü’nün dilinden bir vahiy inzal buyur!”

Kısa bir süre daha sonra bu âyetler indi. Kocanın bir sözüyle hanımın manâsız olmayacağı bildirildi. Zıhâr denen âdetin fazla çirkin ve yalan bir sözden ibaret olduğu haber verildi. (bk. Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XXVIII, 2-3) Yalnız yeminin ciddiyetini gözetmek üzere böyle bir sözü söyleyen cezasız bırakılmadı. Bunlara sırasına ve imkânlarına göre hanımlarıyla cinsî münâsebetten önce şu kefâretlerden birini ödemeleri emredildi:

  Köle azat etmek.

  Esir azat etme imkânı yahut iki ay peş peşe oruç yetişmek.

  İki ay peş peşe oruç tutmaya güç yetiremezse altmış fakiri beslemek.

Peygamberimiz (s.a.s.) ile Havle (r.a.) aralarında geçen bu hâdiseye şâhit olan Hz. Âişe şöyle der:

“Bütün ses­leri işiten Allah ne değin yücedir! O bayan hâlini anlatırken ve Allah’a yalvarır­ken öylesine yavaş, fısıltıyla konuşuyordu ama dediklerinin bir kısmını, yanına olmama karşın, ben bile işitemiyordum.” (İbn Mâce, Talâk 25/2063)

Öyle bir Allah oysa, ona karşısında gelmenin bedeli fazla ağırdır:

Mücâdele Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Mücâdele Suresi 2. ayetinin meal karşılaştırması ve öteki ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/mucadele-suresi-2-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html