Müddessir Suresi 18. ayeti ne anlatıyor? Müddessir Suresi 18. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Müddessir Suresi 18. Ayetinin Arapçası:

اِنَّهُ فَكَّرَ وَقَدَّرَۙ

Müddessir Suresi 18. Ayetinin Meali (Anlamı):

Zira o Kur’lahza hakkında ne diyeceğini uzun uzun düşündü, taşındı, ölçtü biçti.

Müddessir Suresi 18. Ayetinin Tefsiri:

Rivayete göre bu âyet-i kerîmeler, müşriklerin liderlerinden Velid b. Muğîre hakkında nâzil olmuştur. Fakat sebep bu olsa da, âyet-i kerîmeler Peygamberimiz (s.a.s.) ve Kur’ân-ı Kerîm aleyhinde kıyâmete kadar benzer inkârcı tavrı sergileyen her kâfiri gaye almaktadır. Velid’le alakalı kaynaklarımızda bulunan şu hâdise, bu âyet grubunun daha basit ve güzel bir şekilde anlaşılmasını sağlayacak keyfiyettedir:

Velîd b. Muğîre, birgün Resûlullah (s.a.s.)’in yanında gidip kendisine Kur’ân okumasını istemişti. Allah Resûlü (s.a.s.) ona:

“Şüphesiz Allah adâletli davranmayı, iyilik yapmayı ve akrabayı görüp gözetmeyi emreder. Her türlü hayâsızlığı, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Düşünüp ders almanız için size böyle nasihat verir” (Nahl 16/90) âyetini tilâvet etti. Velîd:

“–Bunu bana yeniden oku!” dedi. Peygamberimiz âyeti her yerde okuyunca, Velîd:

“–Vallahi, bu iddiaya göre o kadar bir tatlılık, öylesine bir çekicilik ve parlaklık var fakat, dalları bol yemişli, kökü sulak, yemyeşil bir ağaca benziyor. bir insanın böyle bir laf söylemesi olası değildir. Hiç kuşkusuz bu söz her şeye üstün gelir. Ona ise hiçbir şey gâlip gelemez, muhâliflerini mutlaka mağlup eder” demekten kendini alamadı. Hayretler içinde kalan Velîd, kalkıp Hz. Ebubekir’in evine gitti ve ona Kur’ân-ı Kerîm hakkında birtakım sorular sordu. Sonradan Kureyşlilerin yanına artan bir şekilde:

“–Ebû Kebşe’nin oğlunun söylediği şeyler, doğrusu hayrete şâyandır! Vallahi o ne şiir, ne büyü, ne de bir deli saçmasıdır! O’nun söylediği, hiç şüphesiz Allah kelâmıdır” dedi. Onun bu sözleri Ebû Cehil’e ulaşınca:

“−Vallahi Velîd dîninden dönecek olursa tüm Kureyş de dîninden döner” dedi ve derhal yanına artan bir şekilde:

“−Ey amca! Kavmin sana vermek üzere mülk topluyorlar. Muhammed’e gitmiş ve ondan bir şeyler istemişsin galibâ” dedi. Velîd:

“−Kureyş beni iyi bilir, onların en zengini benim” dedi. Ebû Cehil:

“−O hâlde Muhammed hakkında o kadar bir şey söyle oysa, senin O’nu inkâr ettiğini ve O’ndan hoşlanmadığını kavmin bilsin” dedi. Velîd:

“–Ne söyleyeyim? Vallahi, içinizde şiiri, recezi ve kasîdeyi benden daha iyi haberdar olan kimse yoktur. O’nun söyledikleri bunlardan hiçbirine benzemiyor. Vallahi, Muhammed’den az önce o kadar bir laf dinledim ki, ne insan sözü ne de cin sözüne benziyordu. Onun harikulade bir tatlılığı ve hoşluğu var” dedi. Ebû Cehil ısrâr ederek:

“−Kavmin, O’nun aleyhinde bir şey söylemediğin müddetçe senden râzı olmayacak” dedi. O da:

“−Bırak beni, biraz düşüneyim” dedi. Daha Sonra da:

“Bu Kur’lahza olsa olsa eski zamanlardan beri büyücülerin nakledegeldiği fazla etkili bir büyüden ibarettir. Bu bir insan sözünden başka bir şey değildir!” (Müddessir 74/24-25) hezeyânında bulundu. (bk. Hâkim, el-Müstedrek, II, 550/3872; Taberî,  Câmi‘u’l-beyân, XXIX, 195-196; Vâhidî, Esbâbu’n-nüzûl, s. 468)

İşte hususiyle 18-25. âyetler onun, gönlündeki hakiki düşünceyi bastırmaya çalışarak Kur’an hakkında karar verip bir şeyler söyleme sürecinde yaşadığı sıkıntılı ruh halini, yüz ve kaş hareketlerini, şekilden şekle girişini son derece tesirli tasvirî bir üslup ile gözler önüne serer. Fakat çektiği bu dek zihnî, kalbî ve ruhî sıkıntıdan sonradan ulaştığı sonuç fazla berbat bir netice olmuş, Kur’lahza’ın Allah kelamı olduğunu reddederek kendini ebedî bir hüsranın, son derece yakıcı bir ateşin içine yuvarlamıştır:

Müddessir Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Müddessir Suresi 18. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/muddessir-suresi-18-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html