Nuh Suresi 8. ayeti ne anlatıyor? Nuh Suresi 8. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Nuh Suresi 8. Ayetinin Arapçası:

ثُمَّ اِنّ۪ي دَعَوْتُهُمْ جِهَارًاۙ

Nuh Suresi 8. Ayetinin Meali (Anlamı):

“Kâh oldu, dâvetimi yüksek sesle ve vurgulu bir üslupla yaptım.”

Nuh Suresi 8. Ayetinin Tefsiri:

Tüm peygamberler, tebliğ vazifelerini ifâ için çok büyük gayretler göstermişlerdir. Gece gündüz demeden çalışmışlardır. Nûh (a.s.) da büyük bir açık yüreklilik ve gönüllülükle çalışıp çabalamış, kavmini uçurumdan kurtarmak için elinden gelen her şeyi yapmıştır. Davetini açıktan herkesin duyacağı şekilde bildiri etmiş, insanlarla gizli gizli görüşmüş, her yolu denemiştir. Başvurmadığı bir çare kalmamıştır. Ama o ne dek gayret gösterdiyse, kavmi tam tersine onun davetinden uzaklaştılar. Onu kabule yanaşmadılar.

Onların Hz. Nûh’un davetine olan nefretleri ve yüz çevirmelerinin şiddeti şu ifadelerle haber verilir:

Birincisi; parmaklarını kulaklarına tıkadılar: Normalde insan bir şeyi duymak istemeyince, bütün parmağını yok parmağının ucunu kulağının içine koyar. Bunlar ise Hz. Nûh’un davetini duymamak için parmak uçlarını yok, parmaklarının hepsini kulaklarını sokup onu en minik bir sesin bile giremeyeceği şekilde adamakıllı tıkadılar. Bu koşul onların duyduğu nefretin derecesini göstermektedir.

İkincisi; elbiselerine büründüler: Hz. Nûh’un sözünü duymak istemedikleri gibi, yüzünü de görmek istemiyorlardı. Yahut bunu, Nûh (a.s.) yanlarından geçerken onları tanımasın ve kendilerini dine çağırmasın diye yapıyorlardı. Nitekim Mekke kâfirleri de benzer küstahlığı Peygamberimiz (s.a.s.)’e aleyhinde sergiliyorlardı:

“Şu hâle bakın, onlar sırf içlerindekini Peygamber’den gizlemek için tabi çizer, göğüslerini eğip bükerler. Uyarı edin! Onlar örtülerine büründükleri zaman bile Allah onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da bilir. Çünkü O, sînelerde saklı tutulan tüm gizlilikleri hakkiyle bilendir.” (Hûd 11/5)

Üçüncüsü; ısrar ettiler: Onlar, ayrıca kendi bâtıl yollarında yürümekte ısrar ettiler, hem de reel daveti dinleyip kabul etmeme hususunda ısrar edip durdular.

Dördüncüsü; hakkı kabul etmemede büyüklendikçe büyüklendiler. “Senin peşinden gelenler toplumun en bayağı kimseleri iken, bizim sana inanmamızı nasıl beklersin?” dediler. (Şuarâ 26/111)

Bu dek şiddetli düşmanlık ve nefrete karşın Nûh (a.s.)’ın dayanma ve tahammülle tebliğe devam etmesi ne ulvî bir ahlâkî güzelliktir:

Nuh Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Nuh Suresi 8. ayetinin meal karşılaştırması ve öteki ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/nuh-suresi-8-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html