“İnsanlar! Allah’ı zikredin! Yeri yerinden oynatan birinci sûr üflenecek. Peşinde ikincisi gelecek. Vefat tüm şiddetiyle gelip çatacak. Vefat bütün şiddetiyle gelip çatacak” hadisini nasıl anlamalıyız?

Übey İbni Kâ’b radıyallahu şöyle dedi:

Gecenin üçte biri geçince, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem uyanıp kalktı ve şöyle buyurdu:

“İnsanlar! Allah’ı zikredin! Yeri yerinden oynatan birinci sûr üflenecek. Ardındaki ikincisi gelecek. Ölüm bütün şiddetiyle gelip çatacak. Vefat tüm şiddetiyle gelip çatacak.”

Übey diyor fakat Hz. Peygamber’e:

- Yâ Resûlallah! Ben sana fazla salavât-i şerîfe getiriyorum. Acaba bunu ne dek yapmam gerekir? diye sordum.

- “Dilediğin kadar”, buyurdu.

- Dualarımın dörtte birini salavât-i şerîfeye ayırsam uygun olur mu? diye sordum.

- “Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla vakit ayırırsan senin için iyi olur” buyurdu.

- Öyleyse duamın yarısını salavât-i şerîfeye ayırayım, dedim.

- “Dilediğin değin yap. Ama daha pozitif zaman ayırırsan senin için uğurlu olur” buyurdu. Ben yeniden:

- Şu halde üçte ikisi yeter mi? diye sordum.

- “İstediğin değin. Ama artırırsan senin için şanslı olur”, buyurdu.

- Öyleyse duaya ayırdığım zamanın hepsinde sana salavât-ı şerîfe getirsem nasıl olur? deyince:

- “O takdirde Allah bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını bağışlar” buyurdu. (Tirmizî, Kıyamet 23)

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

En değerli dua şeklini öğrenmek için Peygamber Efendimiz’le âdetâ pazarlık eden bu büyük insan, sahâbî efendilerimizin öğretmeni Übey İbni Kâ’b’dır. O keza vahiy kâtibi keza de Kur’ân-ı Kerîm’i en hoş okuyan ve en iyi haberdar olan sahâbî idi. Resûlullah Efendimiz’in sağlığında fetvâ veren sayılı âlimlerden biri olan Übey İbni Kâ’b’a Hz. Ömer, Müslümanların efendisi anlamına ulaşmak üzere “seyyidü’l-müslimîn” derdi.

Önce şu manzaraya doya doya bir bakalım: Efendimiz’in bu seçkin sahâbîsi, sarsılmaz bir azim ve yorulmaz bir iradeyle ona sorular soruyor. Öğretmenlerin en yücesi olan Efendimiz ise o kadar soruyu bitmez tükenmez bir sabırla karşılıyor. Karşısındakini aslâ yokuşa ve zora sürmüyor. Nâfile ibadetlerin özlem edildiği dek yapılması gerektiğini ısrarla belirtiyor.

Zikrin önemine muhabere eden Sevgili Efendimiz seslenmek istiyor ki:

Daha ne duruyorsunuz? Neyi bekliyorsunuz? Böyle de gaflet olur mu? Bir gün mükemmel bir zelzele ile yer yerinden oynayacak! Her şey daha aşağı üstteki olacak! Siz de bir gün ölüp kara toprağın altına gireceksiniz! Öyleyse vaktinizi ne diye nafile geçiriyorsunuz? Allah’ı bolca zikrederek bu korkunç günlere hazırlansanız ya!

Bu dikkat üstüne Übey İbni Ka’b çok duygulanıyor ve Efendimiz’e:

- Yâ Resûlallah! Ben sana çok salavât-i şerîfe getiriyorum. Acaba bunu ne dek yapmalıyım? diye soruyor.

Peygamberler Sultanı Efendimiz de ona, dilediği ve yapabildiği kadar salavât-i şerîfe getirmesini nasihat ediyor. Ama bu rakam ne değin çok olursa, Allah katındaki derecesinin pek yükseleceğini, dünyevî ve uhrevî sıkıntılarından kurtulacağını söylüyor.

Resûlullah Efendimiz’in bizim dualarımıza ihtiyacı olmamakla beraber, ona salât ü selâm getirmemizi Allah Teâlâ emretmektedir. Çünkü getireceğimiz salât ü selâmlar bizi Resûlullah’a yaklaştıracak, onun yanında layık ve haysiyet kazanmamızı ve kıyamet günü ona yakın olmamızı sağlayacaktır.

Salavât-ı şerîfe getirmenin belirli bir vakti ve yeri yoktur. İşe sırası gelmişken, işten dönerken, gezinip dolaşırken, kısacası zikretmeye kullanışlı baştan Efendimiz’e salât ü selâm getirerek hem zamanımızı değerlendirmiş hem reddedilmeyecek bir dua yapmış hem de büyük sevap kazanmış oluruz.

Hadisten Öğrendiklerimiz

Allah’ı bolca zikrederek O’nun rızâsını kazanmaya çalışmalıdır. Hz. Peygamber’e salât ü selâm getirmek, kıymetli bir ibadettir. Nâfile ibadetler yorulup usanmayacak kadar yapılmalıdır. Riya için olmadıktan daha sonra, yaptığı ibadetleri, görüşünü olmak istediği bir âlime ya da gerektiğinde bir başkasına açıklamak sakıncalı değildir.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/olum-butun-siddetiyle-gelip-catacak-hadisi.html