Sultan Alparslan kimdir? Büyük Selçuklu Devleti’nin ikinci hükümdarı, fethin babası, büyük cihangir; Sultan Alparslan’ın hayatı.

Sultan Alparslan, Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya gelişlerini ve mücadelesini idare eden komutan ve Büyük Selçuklu Devleti’nin ikinci hükümdarıdır.

SULTAN ALPARSLAN’IN HAYATI

Sultan Alparslan, Horasan Meliki Çağrı Bey’in oğludur. Selçuklu-Karahanlı savaşı başlamadan 20 Ocak 1029’da doğdu. Demin küçük yaşta iken, babası Çağrı Bey’in hastalanması üstüne idareyi ele alarak Gazneli taarruzlarını durdurması,1049’da Karahanlılara ve 1058’de Gaznelilere aleyhinde zaferler kazanması, Çağrı Bey’in son yıllarında veliaht sıfatıyla yönettiği Horasan ve tüm Selçuklu topraklarında büyük bir itibar kazanmasını sağladı. Çağrı Bey’in Ağustos 1008’da ölümü üzerine Horasan Meliki oldu.

Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey Eylül 1063’te ölünce, vasiyeti üstüne tahta üvey oğlu Süleyman çıktı. Vezir Amîdülmülk göre tahta çıkarılan Süleyman’a karşısında Alparslan, ağabeyi Kirman Meliki Kavurd, amcası Mûsâ İnanç Yabgu, Çağrı ve Tuğrul beylerin amcazadeleri olan Selçuk’un torunu Kutalmış taht üstünde hak talep etti.

Alparslan, önce Herat’ta yer alan amcası İnanç Yabgu üstüne yürüyerek onu mağlûp etti. Gerisinde ordusu ile imparatorluk başkenti Rey’e dürüst hareket etti. 1063 yılının son günlerinde yapılan savaşta Kutalmış’ı da mağlûp etti. Alparslan’ın Rey’e girmesi üzerine İsfahan’a kadar ilerleyen Kirman Meliki Kavurd bölgesine geri döndü. Alparslan’ın tahta çıkarak namına hutbe okutup sikke kestirmesinden sonra saltanatı, Halife göre da 27 Nisan 1064’te tasdik ve ilân edildi.

Sultan Alparslan’ın Batı Seferi

Sultan Alparslan, iki ay idarî işlerle ve ordunun hazırlıklarıyla meşgul olarak Şubat 1064’te “Rum gazâsı” adı verilen batı seferine çıktı. Sultan Alparslan hükümdarlığı boyunca devletin batı yönüne daha fazla ağırlık verdi, batıda fetih, doğuda ise genellikle asayişi sağlama amacı güttü. Bunun sebebi, babası Çağrı Bey’in Bizans üstüne yaptığı akınlar sırasında keşfedilen Doğu Anadolu yaylalarının Türkler için en yerinde yerleşme alanı görülmesi oldu.

ANADOLU’YA YAPILAN TÜRK GÖÇLERİ

Selçuklu, devlet teşkilâtı, adaleli ordusu ve mükemmel idaresiyle Orta Asya kendilerini emniyette görmeyen ve hesaplı sıkıntı içinde bocalayan Türk toplulukları için sığınılacak kapı oldu. Bu sebeple dönmemek üzere Selçuklu topraklarına akan ve Oğuz ağırlıklı Türk boyları, kimi Selçuklu şehzadelerinin hizmetine girerek fetihlere katılırken kimi de kendi beylerinin emrinde, yeni yurtlar almak için savaştı. Selçuklu ülkesinin anında her tarafına XI. yüzyılın başlarından beri aralıksız süregelen göçler yer yer sosyal rahatsızlıklara da neden oldu. Bu sorun konargöçer Türklerin hayat şartlarına uygun, Orta Asya’ya benzeyen ve hayvan yetiştirmeye elverişli Anadolu’nun fethini gerekli kıldı.

Hıristiyanların elinde bulunan Anadolu’nun fethedilmesi hususunda kararlı olan Selçuklu devlet adamları, Türkleri Bizans sınırlarına sevketmeyi devletin resmî iskân siyaseti olarak gördü. Fakat Anadolu’ya varmak için Urmiye gölü yöresinden Tiflis’in kuzeyine değin uzanan yerlerde Bizans’a bağlı ileri karakol vazifesi gören minik prensliklerin ortadan kaldırılması gerekiyordu.

Anadolu’nun Kilidi Ani Şehrinin Fethi

Sultan Alparslan, Gürcistan seferinin arkasında Doğu Anadolu’ya geçerek 16 Ağustos 1064’te Bizans’ın elinde olan, bölgenin en müstahkem şehri Ani’yi fethetti. Ani’nin Müslümanlar göre fethedilmesi Doğu’da ve Batı’da büyük yankı uyandırdı.

Sultan Alparslan’ın Doğu Seferi

1065 sonbaharında büyük bir ordu ile Hârizm’e hareket eden Alparslan, Mangışlak taraflarında kervanlara saldıran, curcuna çıkaran asileri uzaklaştırdı. sonra Kıpçakları itaat altına alarak doğuya yöneldi ve Mâverâünnehir’e girdi. Cend şehrinde yer alan atası Selçuk Bey’in mezarını ziyaret etti. Cend topraklarını Selçuklulara bağlayarak seferini tamamladı. Alparslan’ın asayişi temin etmek nedeniyle başlattığı doğu seferi, Hazar denizinden Taşkent’e kadar bütün toprakların büyük bir kısmı savaşmaya deha gerek kalmadan Selçuklu hâkimiyetine girmesiyle sonuçlandı.

Sultan Alparslan’ın Azerbaycan Seferi

Sultan Alparslan, 1068 yılı başlarında ikinci Kafkasya seferine çıktı. Amacı Azerbaycan’ı adamakıllı Selçuklulara bağlamaktı. Bu seferde Tiflis dahil Azerbaycan şehirleri fethedildi.

Anadolu’ya Türk Akınları

Sultan Alparslan, her iki Kafkasya seferini de yarım bırakmasına karşın Türklerin Anadolu’daki ilerlemeleri devam etti. Anadolu’nun ellerinden gittiğini gören Bizans, imparatoriçe ile evlenerek tahta geçen Roman Diyojen’i kurtarıcı olarak fark etti. Roman Diyojen, 1068 baharında çoğunluğu ücretli askerlerden oluşan bir ordu ile Anadolu seferine çıktı. Roman Diyojen, Orta Anadolu üzerinden güneye inip Suriye yolunda stratejik değeri olan Menbiç Kalesi’ni fethederek geri döndü. Ardından yapılan iki sefere rağmen sonuç alınamadı. Bunun üstüne Diyojen, Türk meselesini kökünden halletmek üzere büyük bir orduyla yalnız Anadolu’yu akıncılardan arındırmak yok, İran içlerine yürüyerek Selçuklu başkentini de zaptetmek nedeniyle 13 Mart 1071 günü dördüncü seferine çıktı.

İslam Birliği Mücadelesi

Sultan Alparslan, bu sırada Suriye’de Fâtımîler ile uğraş ediyordu. Çünkü Tuğrul Bey’den beri Selçukluların kurmaya çalıştığı İslâm dünyasındaki dinî-siyasî birlik, Fâtımîlerin huysuz yöndeki çabaları nedeniyle gerçekleşemiyordu.

MALAZGİRT’E DÜRÜST

Sultan Alparslan, Suriye’de iken gelen Bizans elçisi imparatorun Malazgirt ve Ahlat’a karşılık, Menbiç’i Selçuklulara ele vermek istediğini bildirdi. Teklifi kabul etmeyen Sultan Alparslan, büyük bir Bizans ordusunun geldiği istihbaratı üstüne, ordusunun bir bölümünü Şam’ı ele geçirmek üzere Suriye’de bırakarak Musul’a geçti. Burada Selçuklu ordusunun ihtiyar ve bitkin askerleri terhis edilip yerlerine güçlü kuvvetler alındı ve değişik savaş hazırlıkları yapıldı.

MALAZGİRT MEYDAN MUHAREBESİ

26 Ağustos 1071 Cuma günü Malazgirt ovasında yapılan meydan savaşında Selçukluların kazandığı büyük galibiyet Türklere Anadolu kapılarını açarak dünya tarihinine tesir etti.

Artuk, Mengücük, Saltuk, Dânişmend ve diğer Türk beylerinin güçleriyle birlikte Bizans kuvvetlerinin ancak dörtte birine denk gelmesine karşın Selçuklu ordusu moral gücünün yüksekliği, strateji üstünlük, Sultan Alparslan’ın konuşması ve savaş esnasında Peçenek (Kuman), Uz (Oğuz) kuvvetlerinin Selçuklu safına geçmesi doğruca savaşı kazandı. Bizans ordusu pek çoğu ücretli, arasında dil, din, karşılıklı kasıt gibi birleştirici unsurlar olmayan kuvvetlerden oluşuyordu. Selçuklu ordusu yalnız Müslüman Türklerden ibaretti. Bizans kumandanları arasında rekabet ve çeşitli akıl ayrılıkları bulunurken Selçuklu kumandanları, Alparslan’ın civarda kenetlenmişti. Bizans ordusunun manevra kabiliyeti güçsüz, ağır teçhizatlı birliklerine karşı Türk kuvvetlerinin hafif teçhizatlı, manevra kabiliyeti yüksek süvari kıtalarından meydana gelmiş olması, savaşın seyri ve sonucunu etkiledi. Savaşın kazanılmasında en manâlı niçin Sultan Alparslan’ın Türklerin tarih boyunca kara ve deniz savaşlarında kullandıkları, Kurt Kapanı (Turan, Hilal Taktiği) taktiğini kullanması oldu.

SULTAN ALPARSLAN’IN ROMEN DİYOJEN’E MUAMELESİ

Sultan Alparslan, savaştan daha sonra Romen Diyojen’i şeref misafiri olarak ağırladı. İki hükümdar arasında dostluk kuruldu ve bir uzlaşma antlaşması imzalandı. Oysa Roman Diyojen’in gıyabında tahttan indirilmesi ve bir zaman sonradan 4 Ağustos 1072’de öldürülmesi üstüne bu mukavele hükümleri uygulanamadı.

Sultan Alparslan’ın Türkistan Seferi

Sultan Alparslan, Roman Diyojen’in yürek parçalayıcı ölümüne fazla üzüldü ve uzlaştırma antlaşmasının geçersiz olduğunu ilân ederek Bizans üstüne bir ordu gönderdi. Kendisi de 200 bin karakter ordusuyla Türkistan seferine çıktı. Bu seferin sebebi Selçuklu Devleti’ni tehdit eden Karahanlıları adamakıllı ortadan kaldırmaktı.

SULTAN ALPARSLAN NASIL ÖLDÜ? - Sultan Alparslan’ın Vefatı

Sultan Alparslan, Karahanlı topraklarında bir vakit kuşatmaya direndikten sonradan teslim olarak huzura kabulünü isteyen Barzam Kalesi kumandanı Yûsuf Hârizmî (Barzemî) tarafından, çizmesine sakladığı küçük bir hançerle vurularak ağır şekilde yaralandı, dört gün daha sonra da 24 Kasım 1072’de şehit oldu.

SULTAN ALPARSLAN’IN VASİYETİ - Sultan Alparslan’ın Oğlu

Sultan Alparslan, ölmeden önce oğlu Melikşah’a biat edilmesini, dul kalacak son karısının kardeşi Kirman Meliki Kavurd’la evlendirilmesini, Kirman ve Fars bölgelerinin Kavurd’a bırakılmasını oysa onun başkente yakın Şiraz’da oturtularak teftiş aşağıda tutulmasını vasiyet etti. Sultan Alparslan’ın ileri görüşlülüğünü bildiren bu vasiyet, Kavurd’un ayaklanma etmesi üstüne uygulanamadı.

Kaynak: DİA

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/sultan-alparslan-kimdir.html