Tekvir Suresi 11. ayeti ne anlatıyor? Tekvir Suresi 11. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Tekvir Suresi 11. Ayetinin Arapçası:

وَاِذَا السَّمَٓاءُ كُشِطَتْۙۖ

Tekvir Suresi 11. Ayetinin Meali (Anlamı):

Gök sıyrılıp alındığı süre,

Tekvir Suresi 11. Ayetinin Tefsiri:

    Nefisler eşleştirilecek. Ölümle birlikte bedenlerini terk eden ruhlar, mahşer günü bitmiş yaratılan bedenleriyle birleştirilecek. Veya herkes dünyada yaptığı amelleriyle orada buluşacak, ona kadar bir bünyeye kavuşacak ve ona kadar bir karşılık görecektir. Yoksa her bir insan inanç ve ameline yerinde bir gruba ilhak edilecektir. Yani mü’minler mü’minlerle, kâfirler kâfirlerle buluşturulacaktır. Nitekim Vâkıa sûresinde haber verildiğine kadar o gün millet “ashâb-ı meymene”, ashâb-ı meş’eme” ve “sabikûn” almak üzere üç gruba ayrılacaklardır. (bk. Vâkıa 56/7-11)

    Masum yere diri diri toprağa gömülen kız çocuklarına, hangi günahları nedeniyle öldürüldükleri sorulacak. Câhiliye Araplarında böyle menfûr bir adet vardı. Bazan fakirlik korkusuyla, bazan de namuslarına aşırı düşkünlükleri nedeniyle kız çocuklarını diri diri toprağa gömerlerdi. (bk. Nahl 16/58-59) Günümüzde de çeşitli sebeplerle, kürtaj ve sanki yollarla çocuklar demin doğmadan telef edilmektedir. İşte masum olarak öldürülen bu çocukların hesabının sorulacağı tehdidiyle, insanlar bu fecaatten sakındırılmaktadır.

Kız çocuklarının diri diri gömülmesiyle alakalı nakledilen şu söylenti, en katı kalpleri bile hissiyata boğacak ve gözlerini yaşartacak keyfiyettedir:

Bir gün sahâbeden biri Resûlullah (s.a.s.)geldi ve şöyle dedi:

“Yâ Resûlallah! Biz câhiliye ehliydik. Putlara tapar, kız çocuklarımızı diri diri toprağa gömerdik. Benim küçük bir kızım vardı ve beni fazla severdi. Öyle ki ben onu çağırdığım zaman sevincinden âdetâ uçar ve koşa koşa yanıma gelirdi. Birgün yeniden onu çağırdım, koşarak yanıma geldi ve beni peşine düşüp takip etmeye başladı. Yürüdüm ve âilemize ait olan yakındaki bir kuyunun yanına vardım. Kızımın elinden tutarak onu kuyuya attım. Kulaklarıma gelen son sözleri «Babacığım, babacığım» diyen çığlıkları oldu.”

Bunları duyunca acıma ummânı Efendimiz ağlamaya başladı ve gözlerinden yaşlar boşandı. Orada hazırlanmış bulunanlardan biri hâdiseyi anlatan zâta çıkışarak:

“–Be adam! Sen Resûlullah’ı üzdün!” dedi. Resûl-i Ekrem Efendimiz:

“–Mâni olmayın! O, kendisini hüzne garkeden ve tartma verdiği bir şeyi sormak istiyor” buyurdu ve o şahsa:

“–Anlattıklarını yeniden et!” dedi. Sahâbî sözlerini tekrarlayınca Resûlullah yine ağladı. Gözyaşları sakallarının üzerinden aktı. sonra ona:

“–Allah, müslüman olanların câhiliye döneminde yaptığı hatâları affetti. Derhal sen hayatına her yerde başla!” buyurdu. (Dârimî, Mukaddime 1)

Mahşer günü gerçekleşecek diğer duurmlar şöyle devam ediyor:

    Amel defterleri açılacak. İnsan dünyada yaptığı ufak büyük her şeyin orada belirtilen olduğunu görecek. İyilere defteri sağından, kötülere ise solundan verilecek. (bk. Kehf 18/49; Hâkka 69/19-28)

    Gök sıyrılıp alınacak, insanın gözü önünden engeller kaldırılacak, böylece gayb âleminin bakımlı gerçekleri açığa çıkacak, insanların cennet, cehennem, melek gibi gaybî varlıkları reel yönleriyle görüp tanıma imkânı doğacaktır. Nitekim bu mânaya dikkat çekici olarak âyet-i kerîmede: “Açık Konuşmak Gerekirse sen bundan derin bir gaflet içindeydin. Lakin derhal gerçekleri görmeni engelleyen perdeni kaldırdık; bugün bakışların pek keskindir” (Kâf 50/22) buyrulur.

    Kâfirler için cehennem kızıştırılır, harlanır. İçine cehennemliklerin atılması için hazırlanmış hale getirilir. (bk. Şuarâ 26/91; Nâziât 79/36)

    Cennet, dünyada iman, sâlih amel, ihlas ve ihsan ile Hakk’ın rızâsını kazanan mü’minlere yaklaştırlır. Mü’minlerin girmesine hazırlanmış hâle getirilir. Mü’minlerde oraya girecek olmanın tatlı bir heyecanı başlar. (bk. Şuarâ 26/90; Kâf 50/31)

Bu Nedenle her insan, dünyada iken âhireti için ne hazırlamış olduğunu bilir, gözleriyle görür. Sonuçlarıyla hakke’l-yakîn derecesinde karşılaşır. O halde o dehşetli günle karşılaşmadan evvel gerekli gelen tedbirlerin alınması zaruridir. Bunun yolu da kuşkusuz Kur’ân-ı Kerîm’in son ilâhî çağrı, Hz. Muhammed (s.a.s.)’in de son davetçi olduğuna inanıp, onlara şartsız itaat etmekten geçer. Bu sebeple buyruluyor fakat:

Tekvir Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Tekvir Suresi 11. ayetinin meal karşılaştırması ve öteki ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/tekvir-suresi-11-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html