Tekvir Suresi 13. ayeti ne anlatıyor? Tekvir Suresi 13. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Tekvir Suresi 13. Ayetinin Arapçası:

وَاِذَا الْجَنَّةُ اُزْلِفَتْۙۖ

Tekvir Suresi 13. Ayetinin Meali (Anlamı):

Cennet mü’minlere yaklaştırıldığı vakit,

Tekvir Suresi 13. Ayetinin Tefsiri:

    Nefisler eşleştirilecek. Ölümle birlikte bedenlerini terk eden ruhlar, mahşer günü tekrar yaratılan bedenleriyle birleştirilecek. Veya cümbür cemaat dünyada yaptığı amelleriyle orada buluşacak, ona kadar bir bünyeye kavuşacak ve ona kadar bir karşılık görecektir. Yahut her bir insan inanç ve ameline yerinde bir gruba ilhak edilecektir. Yani mü’minler mü’minlerle, kâfirler kâfirlerle buluşturulacaktır. Nitekim Vâkıa sûresinde haber verildiğine tarafından o gün insanlar “ashâb-ı meymene”, ashâb-ı meş’eme” ve “sabikûn” almak üzere üç gruba ayrılacaklardır. (bk. Vâkıa 56/7-11)

    Günahsız yere diri diri toprağa gömülen kız çocuklarına, hangi günahları sebebiyle öldürüldükleri sorulacak. Câhiliye Araplarında böyle menfûr bir adet vardı. Bazan sefalet korkusuyla, bazan de namuslarına fazla düşkünlükleri nedeniyle kız çocuklarını diri diri toprağa gömerlerdi. (bk. Nahl 16/58-59) Günümüzde de değişik sebeplerle, kürtaj ve güya yollarla çocuklar demin doğmadan telef edilmektedir. İşte masum olarak öldürülen bu çocukların hesabının sorulacağı tehdidiyle, halk müziği bu fecaatten sakındırılmaktadır.

Kız çocuklarının diri diri gömülmesiyle alakalı nakledilen şu rivayet, en katı kalpleri bile hissiyata boğacak ve gözlerini yaşartacak keyfiyettedir:

Bir gün sahâbeden biri Resûlullah (s.a.s.)geldi ve şöyle dedi:

“Yâ Resûlallah! Biz câhiliye ehliydik. Putlara tapar, kız çocuklarımızı diri diri toprağa gömerdik. Benim minik bir kızım vardı ve beni fazla severdi. O Kadar ama ben onu çağırdığım süre sevincinden âdetâ uçar ve koşa koşa yanıma gelirdi. Birgün yeniden onu çağırdım, koşarak yanıma geldi ve beni takip etmeye başladı. Yürüdüm ve âilemize ait olan yakındaki bir kuyunun yanında vardım. Kızımın elinden tutarak onu kuyuya attım. Kulaklarıma gelen son sözleri «Babacığım, babacığım» diyen çığlıkları oldu.”

Bunları duyunca acıma ummânı Efendimiz ağlamaya başladı ve gözlerinden yaşlar boşandı. Orada hazırlanmış bulunanlardan biri hâdiseyi anlatan zâta çıkışarak:

“–Be adam! Sen Resûlullah’ı üzdün!” dedi. Resûl-i Ekrem Efendimiz:

“–Mâni olmayın! O, kendisini hüzne garkeden ve tartı verdiği bir şeyi sormak istiyor” buyurdu ve o şahsa:

“–Anlattıklarını tekrar et!” dedi. Sahâbî sözlerini tekrarlayınca Resûlullah tekrar ağladı. Gözyaşları sakallarının üzerinden aktı. sonra ona:

“–Allah, müslüman olanların câhiliye döneminde yaptığı hatâları affetti. Şimdi sen hayatına bitmiş başla!” buyurdu. (Dârimî, Mukaddime 1)

Mahşer günü gerçekleşecek diğer duurmlar şöyle devam ediyor:

    Amel defterleri açılacak. İnsan dünyada yaptığı ufak büyük her şeyin orada belirli olduğunu görecek. İyilere defteri sağından, kötülere ise solundan verilecek. (bk. Kehf 18/49; Hâkka 69/19-28)

    Gök sıyrılıp alınacak, insanın gözü önünden engeller kaldırılacak, böylece gayb âleminin kuytu gerçekleri açığa çıkacak, insanların cennet, cehennem, melek gibi gaybî varlıkları reel yönleriyle görüp tanınma imkânı doğacaktır. Nitekim bu mânaya işaret olarak âyet-i kerîmede: “Doğrusu sen bundan derin bir gaflet içindeydin. Lakin hemen gerçekleri görmeni engelleyen perdeni kaldırdık; bugün bakışların böylece keskindir” (Kâf 50/22) buyrulur.

    Kâfirler için cehennem kızıştırılır, harlanır. İçine cehennemliklerin atılması için hazır ülkü getirilir. (bk. Şuarâ 26/91; Nâziât 79/36)

    Cennet, dünyada iman, sâlih amel, ihlas ve ihsan ile Hakk’ın rızâsını kazanan mü’minlere yaklaştırlır. Mü’minlerin girmesine hazırlanmış hâle getirilir. Mü’minlerde oraya girecek olmanın tatlı bir heyecanı başlar. (bk. Şuarâ 26/90; Kâf 50/31)

Bu Nedenle her insan, dünyada iken âhireti için ne hazırlamış olduğunu bilir, gözleriyle görür. Sonuçlarıyla hakke’l-yakîn derecesinde karşılaşır. O halde o dehşetli günle karşılaşmadan evvel lüzumlu gelen tedbirlerin alınması zaruridir. Bunun yolu da şüphesiz Kur’ân-ı Kerîm’in son ilâhî çağrı, Hz. Muhammed (s.a.s.)’in de son davetçi olduğuna inanıp, onlara koşulsuz itaat etmekten geçer. Bu sebeple buyruluyor ancak:

Tekvir Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Tekvir Suresi 13. ayetinin meal karşılaştırması ve öteki ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/tekvir-suresi-13-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html