Vâkıa Suresi 80. ayeti ne anlatıyor? Vâkıa Suresi 80. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Vâkıa Suresi 80. Ayetinin Arapçası:

تَنْز۪يلٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ

Vâkıa Suresi 80. Ayetinin Meali (Anlamı):

O, Âlemlerin Rabbi kadar parça parça indirilmektedir.

Vâkıa Suresi 80. Ayetinin Tefsiri:

Kur’ân-ı Kerîm’in bir vasfı olarak كَر۪يمٌ (kerîm) şu mânaları ifade eder:

  Çok şerefli, yüce ve övgüye bedel,

  Yararlı ve feyizli. Çünkü o, dünya ve âhirete ait öyle fazla önemli bilgilerin esaslarını ihtiva etmektedir.

  Gayet güzel, güzel, tekrîm ve ihtirama değerinde.

  Allah Teâlâ katında mükerrem; değerli, onurlu.

Kur’ân-ı Kerîm, Kitâb-ı Meknûn’dadır. اَلْمَكْنُونُ (meknûn), “korunmuş, saklanmış” demektir. Bu kitap’tan gaye Levh-i Mahfûz’dur. İşte Kur’an, hiç kimse el değmesin, zayi edilmesin, kirletilmesin, lekelenmesin ve muhafaza edilsin diye böyle bir kitapta saklanmaktadır. Dünyada Kur’ân-ı Kerîm’in yazıldığı Mushaf-ı şerifler de, aslına uygun tarzda böyle mahfuz tutulmalıdır.

aynı zamanda, “Tertemiz olanlardan başkası ona dokunamaz” (Vâkıa 56/79) âyet-i kerîmesi iki kayda değer hususu dikkatlerimize sunmaktadır.

Birincisi; Kur’ân-ı Kerîm’in Levh-i Mahfuz’da bulunuşu ve oradan melekler kadar alınıp Peygamberimiz (s.a.s.)’e indirilişi safhalarında cinlerin ve şeytanların onunla hiçbir teması, müdahalesi ve ilgisi olmamıştır. Yalnızca vazifeli melekler onu alıp en muhakkak yollarla Resûlullah (s.a.s.)’in kalbine indirmişlerdir. Melekler için اَلْمُطَهَّرُونَ  (mutahharûn) ifadesinin kullanılmasının sebebi ise, Cenâb-ı Hakk’ın onları her türlü kötülükten temizlenmiş varlıklar kılmış olmasıdır. Bu izaha kadar âyet-i kerîme, “Kur’ân-ı Kerîm’i Muhammed’e Allah yok de, cinler ve şeytanlar getiriyorlar” diye iddiada yer alan kâfirlere bir cevaptır. Nitekim bu hususta diğer bir âyet-i kerîmede şöyle buyrulur: “Bu Kur’lahza’ı şeytanlar indirmemiştir. Bu onların yapabileceği bir iş değildir; isteseler de buna güçleri yetmez. Çünkü onlar vahyi dinlemekten tamâmen menedilmişlerdir.” (Şuarâ 26/210-212)

İkincisi; Kur’ân-ı Kerîm Resûlullah (s.a.s.)’e indirimli, binlerce hafızlar göre ezberlenmiş, mushaflara yazılı ve bir harfi bile bozulmadan günümüze kadar gelmiştir. O, Allah kelâmıdır ve mü’minler için fazla şerefli ve yüce bir kitaptır. Dolayısıyla âyet-i kerîme, Mushaf-ı Şerif’lere, Kur’lahza âyetlerinin yazıldığı sayfalara dokunmakla alakalı da bir düzenleme yapmaktadır. “Taharetsiz benekli eller ona dokunmasın, ama fiziki ve manevî pislikten taharetle temizlenmiş, imanlı ve abdestli kimseler dokunsun” buyurmaktadır. Dolayısıyla Hanefi mezhebi bu âyet-i kerîme ve ilgili hadis-i şeriflerden hareketle, “cünüp olanın ezber veya yüzünden katiyen Kur’ân-ı Kerîm okuyamayacağı ve abdestsiz olanın da ezberden Kur’lahza okuması caiz olmakla birlikte Mushaf-ı Şerif’e dokunamayacağı” hükmünü çıkarmıştır.

Kur’lahza bu dek yüksek bir değere sahip olmakla birlikte:

Vâkıa Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Vâkıa Suresi 80. ayetinin meal karşılaştırması ve öteki ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/vakia-suresi-80-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html