Hadisi şerifi nasıl anlamalı ve amel etmeliyiz? Hadisi şeriften çıkarmamız gereken dersler nelerdir?

Yaîş İbni Tıhfe el-Gıfârî radıyallahu anhümâ, babam bana şöyle dedi, diyerek nakletmiştir:

Bir ara ben mescitte yüzükoyun yatmıştım. Baktım ancak bir adam beni ayağıyla kımıldatıyor ve:

“Bu, Allah’ın kızgınlığına sebep olan bir yatış tarzıdır” diyor. dahası ne göreyim, o Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem değil mi! 

 (Ebû Dâvûd, Edeb 95. Hem bk. Tirmizî, Edeb 21)

Yaîş İbni Tıhfe el-Gıfârî Kimdir?

Yaîş, hem babası hem kendisi sahâbî olan bahtiyarlardandır. Ebû Zerr’in kabilesi olan Benî Gıfâr’a mensuptur.  Babası Tıhfe, Suffe ashâbındandı. Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmayan Yaîş Şam diyarına yerleşen sahâbîler arasında sayılmaktadır. Riyâzu’s-sâlihîn’de onun yalnızca bu hadisi bulunmaktadır. Zaten kendisi de artı hadis rivayet etmemiştir.   Onunla ilgili her kaynak şu olaya yer verir:

Bir gün Resûl-i Ekrem Efendimiz kadınsı bir deve getirtir ve:

- “Bu deveyi kim sağacak?” diye sorar. Bir adam ayağa kalkarak:

– Ben sağacağım, der. Efendimiz ona:

– “Senin adın ne?” deyince, adam:

– Adım Mürre, diye cevap verir. Peygamberimiz:

– “Sen otur”, der. Bir başka biri ayağa kalkar, Resûlullah ona adını sorunca:

– Benim adım da Cemre, der. Resûl-i Ekrem ona:

– “Sen de otur” buyurur. Üçüncü bir birey ayağa kalkar, Efendimiz ona:

– “Senin adın ne?” diye sorunca, adam:

– Benim adım Yaîş der. Bunun üstüne Peygamberimiz:

– “Deveyi sen sağ” buyurur.

Peygamberimiz’in bu davranışının sebebi, birincil iki ismi beğenmemesinden dolayıdır. Çünkü bu iki isimden birincinin anlamı “acı”, ikincinin anlamı da “ateş közü”dür. Yaîş ise, Yaşar anlamına kazanç. Efendimiz Câhiliye döneminden kalma kötü isimleri sevmez ve bunları iyileriyle değiştirirdi. Nitekim bu Mürre ve Cemre adlı  sahâbîlerin isimlerini de değiştirtirdiği söylenti edilir.

Allah ondan ve babasından razı olsun.

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

Tirmizî’nin Ebû Hüreyre’den gelen rivayetinde “Bu, Allah’ın sevmediği bir yatış tarzıdır” denilir. Yaîş’in bu rivâyetinin bir takım tariklerinde, babası Tıhfe’nin akciğer rahatsızlığı nedeniyle böyle yattığı belirtilmiştir. Muhtemeldir ancak, Peygamberimiz onun bir rahatsızlık nedeniyle bu şekilde yattığına muttali değildi. Birtakım rivayetlerin anlatım üslûbu, güya “Neden böyle yatılmasın?” sorusuna yanıt teşkil edici niteliktedir. Bu tür hadisleri dikkate alan İslâm âlimleri, yüzünü,  karnını ve göğsünü yere koyarak yatmanın yasak olduğunu ve Resûl-i Ekrem’in sünnetine uymadığını belirtirler. Yüz ve göğüs insanın en değerli iki uzvu olup, Allah’a secde hali haricen onları yere ayarlamak ve üzerine kapanmak iyi bir tavır olarak kabul edilmez. Tekrar bu stil yatış, insanın mide ve kalp gibi organlarına da zararlıdır. Bir rivayette de “cehennemliklerin yatış tarzı” olarak nitelendirilmiştir. Netice itibariyle, Efendimiz’in sakındırdığı bu yatış biçiminden uzakta durmak bizler için en yerinde ve dürüst yoldur.

Hadisten Çıkarmamız Gereken Dersler Nelerdir? Peygamberimiz’in sünnetine ve edebine yerinde olan ve olmayan yatış tarzları vardır. Peygamberimiz’in yasakladıkları, Allah’ın da hoşuna gitmeyen ve sevmediği şeylerdir. Yüzükoyun uzanmak, Allah’ın sevmediği ve sünnetteki edebe tutarsız bir yatış tarzıdır.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/yuzukoyun-yatmak-ile-ilgili-hadis.html