Takipsizlikle sonuçlanan 25 Aralık soruşturmasında kanunsuzluklar yaptıkları tespit edilen 13’ü tutuklu 71 maznunun suçlandığı davanın bin 100 sayfalık mazeretli kararı söylendi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi kurulu tarafından yazılan mazeretli kararda, FETÖ’nün savcısı Muammer Akkaş tarafından 96 kişiye “suç işlemek emeliyle örgüt kurmak ve yönetmek, ihaleye fesat karıştırmak ve rüşvet” suçlarının yöneltildiği, 25 Aralık günü çıkarılan arama ve nezaret kararında ise 41 bireyin adının geçtiği belirtildi.

İLKER BAŞBUĞ GİBİ OLACAKTI

Mazeretli kararda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan hakkında nezaret kararı verilmediği, bilgisine müracaat etilmek için ifadeye davet edilmesinin tasarlandığı belirtildi. 2012 senesinde İnternet Andıcı soruşturması kapsamında ifadeye çağırılan ve ardından hapsedilen daha önceki Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a uygulanan tasarının, Bilal Erdoğan için de düşünüldüğüne dikkat çekildi. Kararda, kalkışmanın galibiyetli olması halindeki senaryolar da ele alındı.

İSTİFAYA ZORLAYACAKLARDI

Bilal Erdoğan’ın Kısıklı’dan emniyete götürülürken çekilen görüntülerinin medyaya servis edilip yosunu harekâtının ilk adımının atılacağı, sonrasında “Oğlu nezaretinde olan bir lider” diye dünyaya servis edilecek haberlerle Erdoğan’ın istifaya zorlanacağı vurgulandı. 25 Aralık 2015’te Cumhuriyet Gazetesi’ne mülakat veren kaçak savcı Celal Kara’nın “1 numara Başbakan Erdoğan” ibaresine dikkat çekilen kararda, “Kara’nın söylemindeki amaçtan da anlaşılacağı gibi Başbakanı da nezaretine almaya varacak kadar ileri gidecekleri sarihtir” denildi.

ESAS MAKSAT HÜKÜMETİ YIKMAK

Kararda 25 Aralık soruşturmasının tahlili şu biçimde yapıldı: “25 Aralık seçilmiş yasal hükümete bir yargı darbesi teşebbüsüdür. FETÖ devleti ele geçirmek için mani olarak gördüğü herkesi tasfiye etmek istemiştir. Hükümeti düşürmek öncelikli emelidir. Yargının taşıyıcı ağı olan UYAP safdışı vazgeçilmiştir. Devletin legal dinleme merkezi, örgüt tarafından usulsüz ve hukuk dışı olarak kullanılmıştır. İstanbul Emniyeti teşkilat azası savcılar tarafından basılmış ve teşkilat azası savcı duruşma önünde deklarasyon dağıtmıştır. Bu hususlar bile sorunun yolsuzluk soruşturması olmadığının anlaşılması bakımından ehemmiyetlidir.”

ASKERİ DARBEDEN FARKSIZ

Mazeretli kararda 25 Aralık’ta yapılmak istenenin askeri darbe ile eşlikler gösterdiğine dikkat çekildi. Askerin kendisine itimat edilen silahı kullanarak darbe yaptığı gibi, “dominant, savcı, polis” iş birliğinde polislerin de silah ve yetkilerini kötüye kullanarak darbe teşebbüsünde bulunduğu belirtildi. Kararda, “Askerin darbesinde yargı sonradan devreye girerken, bu kere yargı işin kurgusunda vazife almıştır” ifadelerine yer verildi.

Kaynak: Yeni Şafak

Her gün kahve içmenin 5 bereketi