Chris Stephenson, Türkiye'ye geri dönüşünün önündeki engellerin kalktığını ifade ederek, pazar günü Türkiye’ye geri döneceğini söyledi. 

Londra'da Doğan Haber Ajansı’na konuşan Chris Stephenson, Türkiye’yi çok sevdiğini ülkeye geri dönüşünün önündeki engelin kaktığı haberini avukatından alır almaz Türkiye’ye geri dönmek için hazırlıklara başladığını ifade ederek, “Türkiye toplumuna bir eğitimci, bir vatandaş, bir insan olarak demokrasi ve barışın inşası için katkıda bulunmaya çalışıyorum. Bu çalışmalarıma devam etmek istiyorum bu yüzden döneceğim." dedi.

“TÜRKİYE TOPLUMUNA BİR EĞİTİMCİ OLARAK KATKIDA BULUNMAYA ÇALIŞIYORUM”

Geçtiğimiz salı günü 'barış için akademisyenler' bildirisine imza atan 4 akademisyene destek için gittiği Çağlayan Adliyesi'nde çantasından HDP Nevruz davetiyeleri çıkması nedeniyle önce 'terör örgütünün propagandasını yapmak' suçlamasıyla gözaltına alınan; ardından da savcılığın sınır dışı edilmesini talep etmesi üzerine kendi isteğiyle ülkeden ayrılan İstanbul Bilgi Üniversitesi Matematik Bölümü ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Stephenson, "Eşim Türk, kızım Türk, 25 yıldır Türkiye’de yaşıyorum. Türkiye toplumuna bir eğitimci olarak katkıda bulunmaya çalışıyorum” dedi.

“HİÇ KİMSENİN BUNU KIZIMA YAŞATMA HAKKI YOKTU”

Türkiye’den ayrıldığı anı duygulu sözlerle anlatan Stephenson, “Uzun zamandır bu kadar büyük bir üzüntü hissetmedim. 25 yıllık memleketimi terk etmek zorundaydım, çok kötü hissettim. Londra havaalanına indiğimde metroya bindiğimde gerçekten derin bir şekilde burada olmak istemediğimi hissettim. Çok çok üzüldüm. Hiç kimsenin bunu kızıma yaşatma hakkı yoktu. Bu beni en çok üzen şey oldu. Kızım bu birkaç gün çok korkunç deneyim yaşamış. Şimdi çok mutluyum. Ailem için mutluyum, ailem, kızım ve eşim çok mutlu. Kötü bir deneyim yaşadık” dedi. 

Üniversite yönetiminin ve öğrencilerinin kendisine büyük destek verdiğine de dikkati çeken Stephenson, “Derslerime devam edeceğim. 25 senedir eğitim alanında hep yenilikler getirmeye, yeni fikirler, yeni teknikler getirmeye çalıştım. Bunları yapmaya devam edeceğim. Kolay kolay görevimi bırakmam” şeklinde konuştu.

“İNŞALLAH BU BAŞKA GÜZEL GELİŞMELERİN HABERCİSİ OLACAK”

Başına gelenlerin başkalarının başına gelenlerin karşısında çok küçük bir şey olduğunu söyleyen İngiliz akademisyen, “Hapiste olan üç arkadaşı unutmuyorum. Onları desteklemek için adliyeye gitmiştim. Onlar hala hapiste ve bu çok büyük bir haksızlık. Onlar sadece barış talep ettiler. Dolayısıyla benim ilk görevim onları hatırlamak ve onların serbest bırakılmasını talep etmek. İnşallah bu güzel gelişme başka bir güzel gelişmenin habercisi olacak. Türkiye’de yaşayan herkes için hayat zor. Ekonomi açısından, insan hakları açısından. Akademisyen olmak ayrıcalıklı bir şey. Daha az acı çekiyorsun. Statün var. Toplumda söz söyleme hakkında var. Bunlar çok güzel şeyler. Ben akademisyen olarak Türkiye’deki durumumu çok seviyorum. 25 yıldır zevkle yaptığım bir iş” dedi. 

Türkiye’deki ifade özgürlüğü sorununu çözmek gerektiğini vurgulayan Stephenson: “Türkiye’de barış talep etmek terör örgütü propagandası yapmak olarak değerlendiriliyorsa o zaman gerçekten bir ifade etme özgürlüğü sorunu var onu çözmek kazım. Bana olan yasağın kalması bana umut veriyor. İnşallah diğer sorunlar da düzelecek. Tutuklu üç arkadaşımız serbest bırakılacak. İnşallah şiddet azalacak. Çatışmalar bitecek. Tekrar çatışmasız bir duruma döneceğiz. İnşallah barış olacak. İnsanlar ölemeyecek” ifadelerini kullandı.