Geçmişte Mansimov’la yakın olan kritik isimler bugün Demirörenlerin yanında. Bir tahterevalli misali, Mansimov düşerken Demirörenler ve ‘eski dostlar’ yükseliyor. Futbolla başlayan olaylar zinciri, Kuper’in “Futbol asla yalnızca futbol değildir” sözünü bir kere daha tasdik ediyor.

Türkiye’de iktidarla yakın ilişkiler kuran ve AKP-MHP ittifakına oy kazandırmak için mitingler düzenleyen kabahat örgütü elebaşısı Sedat Peker, 2 Mayıs’tan bu yandan yayımladığı videolarla bütün ilgiyi üstüne çekmiş durumda.

Peker’in sözlerinin ne derece doğru olduğunu veya bildiklerini ne kadar süsleyerek anlattığını kesin olarak saptayabilmek şiddet şüphesiz. Arthur Schopenhauer, “Hiç kimse duyduğu şeyi kendisine saklamaz ve hiç kimse duyduğu kadarını söylemez”* diyor.

Yani Peker olasılıkla hem bildiğini hem de bildiğinden fazlasını söylüyor. Ancak abartı payı ayıklansa bile bu itiraflar ve itirafların muhatabı olan şahısların verdiği insan aklını hoşnutluk etmeyen yanıtlar, düzenin ne denli kirlenmiş olduğunu gözler önüne seriyor. Peker, Demirören'e seslendi: AKP'li temsilci rica etti, Hürriyet'i ben bastırttım, senin oturduğun koltukta benim emeğim var

Peker videolarının yeni aktörü, iktidara yakın meslek insanlarından Şimşek Demirören oldu. Aslında konunun bir yerde ona geleceği belliydi.

Çünkü Peker’in birincil videoda Mehmet Ağar’ın mallarına çöktüğünü söylediği Azeri oligark Mübariz Mansimov’la Türkiye’de en yakın ilişki kuran isimlerden biri Şimşek Demirören.

Şimşek Demirören ile Mübariz Mansimov’un ilişkisi, Demirören’in Beşiktaş kulübünün başkanı olduğu 2004 yılına dek gidiyor. Yurtdışında yaşamış en zengin Azeri olarak aşina ve 2007’de (İddiaya göre Erdoğan’ın isteğiyle) Türk vatandaşı olan Mansimov, Demirören’in başkanlığı döneminde Beşiktaş’la oldukça içli dışlı oluyor.

Mansimov, basına verdiği demeçlerde, İngiliz Chelsea kulübünün sahibi Rus milyarder Roman Abramoviç gibi futbol âşığı olmadığını, Azerbaycan’da desteklediği çok sayıda kulüp olmasına karşın katiyen bu kulüplerin yönetimlerinde bulunmayı seçim etmediğini oysa Beşiktaş’ı fazla sevdiğini, hatta Şimşek Demirören’le olan yakın dostluğundan olsa gerek, kulübü seve seve satın alabileceğini söylüyor.

2007 yılında medyada, Mansimov’un Beşiktaş başkanı almak istediği yönünde haberler çıkıyor. Beşiktaş Kongre Üyesi olan Mansimov, aynı yılın temmuz ayında Başkan Yıldırım Demirören’e gönderdiği ve siyah beyazlı kulübün resmi internet sitesinde yayımlanan açıklamasında, başkanlığa aday olacağı yönündeki iddiaları yalanlayarak sadece kendi grup şirketleriyle ilgilendiğini açıklama ediyor. Böylece Azeri milyarderin Beşiktaş’a başkan olacağı iddiası birincil ağızdan yalanlama ediliyor.

Mansimov, kendisinin de anlattığı gibi ülkesi Azerbaycan’da da futbolun uzağında yok. Kardeşi Mais Mansimov’un (2011’de Türkiye’nin Lenkeran Fahri Konsolosu olarak atanıyor) başkan, kendisinin de onursal başkan olduğu Hazar Lenkeran adlı bir kulüp bulunuyor.

Bu kulüp, Mansimov üzerinden Beşiktaş ve Türk futboluyla köprü kuruyor. 2004-2014 yılları aralarında Rasim Kara, Şenol Fidan, Cüneyt Biçer ve Mustafa Denizli gibi isimler, Hazar Lenkeran’ı çalıştırıyor. Yine bir dönem Beşiktaş’ın teknik patronu olan Galli John Benjamin Toshack da kulübün başında 27 maça çıkıyor.

Kulüp tarihinin en pahalı transferi de yeniden aşina bir isim: Oktay Derelioğlu. 1993-1999 tarihleri aralarında Beşiktaş formasını giyen Derelioğlu, Hazar Lenkeran için oynadığı 17 maçta fileleri 16 kez sarsarak güzel bir performansa imza atıyor. Derelioğlu’nun 16 Ağustos 2008’de İnönü Stadı’nda oynanan jübile maçında ise Hazar Lenkeran ile Beşiktaş karşı karşıya geliyor ve tribünde Şimşek Demirören ile Mübariz Mansimov birlikte oturuyor.

2 sene sonra, 2010-2011 sezonu için hazırlıklarını Avusturya’da sürdüren Beşiktaş’ta, Başkan Şimşek Demirören ve Teknik Direktör Bernhard Schuster karşılıklı bir basın toplantısı düzenleyerek basın mensuplarının sorularını yanıtlıyor. Toplantıda konu Mansimov’a geliyor. Gazeteciler Demirören’e, Mansimov’un takıma transfer yapıp yapmayacağını soruyor. “Ben hiçbir idareci arkadaşımı futbolcu alacak diye yönetime almadım. Mansimov'dan verilmiş bir söz yok. Kendilerine fazla teşekkür ediyorum” diyen Demirören, milyarder dostunun Beşiktaş TV için büyük katkıları olduğunu vurguluyor.

FUTBOL PERDESİNİN ARKASI: PETROL

Mansimov’un ana işi petrol taşımacılığı. Azerbaycan petrolünü yurtdışına taşıyor. Türkiye’de Palmali Gemicilik ve Acentelik Anonim Şirketi’ni devlete ait kayıtlara tarafından Ekim 1998’de kuruyor. Hatırlanırsa Mansimov’un 270 civarında gemiyi kontrol eden şirketi -her nedense- ismi Bilal Erdoğan, Mustafa Erdoğan ve Ziya İlgen’in baş harflerinden oluşan BMZ Group’un (Yönetiminde Esra Albayrak ve Sümeyye Erdoğan da bulunuyor) filosuna kattığı 5 gemiyi kiralaması ve petrol transferi için kullanmasıyla medyada geniş yer bulmuştu.

Mansimov’un sahibi olduğu Palmali Grup oldukça geniş bir yapılanma. Taşımacılıktan turizme, inşaattan medya sektörüne kadar çoğu alanda faaliyet yürütüyor. Şirketin genel müdürü, Mansimov’un yakın çalışma arkadaşlardan Alaattin Aykaç.

Palmali’de toplam 8 sene tayin yapan Alaattin Aykaç, Demirören göre ayrıca Beşiktaş’ın keza de Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) idare kuruluna alınıyor. Demirören’in federasyon başkanlığı sürerken, 2015-2016 dolaylarında TFF Dış İlişkilerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi olan Aykaç ile Mansimov’un ilişkisi bozulmaya başlıyor. Mansimov göre işine son bahşedilen Aykaç, Palmali Denizcilik’e ait hisse ve gayrimenkulleri devretmediği iddiasıyla gündeme geliyor.

Bu sırada Aykaç'ın idare dönemi de Mansimov kadar mercek altına alınıyor. Palmali Grup’un yeni müdürü ve Mansimov’un ayrıca yakın arkadaşı keza de koruması olan Vugar Hüseyin, eski iki numaranın, şirketin parasıyla yüklü miktarda kumar oynadığını ve İstanbul’da yer alan lüks gayrimenkulleri devretmediğini öne sürüyor. Ekim 2016’da Vugar Hüseyin’in basına verdiği bilgilere göre, hisse devirlerinin bir an önce yapılması için noter aracılığıyla ihtarname gönderilmiş olmasına rağmen Aykaç hisse devri yapmaya yanaşmıyor.

İHBARCI DOSTUN HIZLI YÜKSELİŞİ

Fethullahçı yapının Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonraki yıl işler Mansimov için epeyce farklı bir noktaya geliyor. Bir ihbar üstüne Azeri milyardere FETÖ soruşturması açılıyor. 2 yıl süren soruşturma sonunda savcılık, kovuşturmaya gerek olmadığı yönünde karar veriyor ve Mansimov kuytu bir nefes alıyor.

Oysa 2019’daki bu karardan 7 ay daha sonra eski çalışanı olan 4 ad, Mansimov hakkında ihbarda bulunuyor. Bu kişiler, Ali Kemal Çelikten, Mehmet Ercil, Fatih Berber ve Demirören’in her gittiği yere götürdüğü Alaattin Aykaç. Bu 4 ismin ihbarı sonucunda, 20 Aralık 2019’da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kadar Mansimov hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan soruşturma başlatılıyor. 15 Mart 2020’de gözaltına alınan milyarder, bir gün sonra tutuklanarak cezaevine gönderiliyor.

Mansimov’u ihbar ederek cezaevine girmesine zemin hazırlayan 4 isimden biri olan Palmali’nin eski müdürü Aykaç, bir yana Demirören Holding içinde basamakları tırmanmaya devam ediyor. Mart 2018’de Bağımsızlık ve CNN Türk gibi yayın organlarının da içinde olduğu Doğan Medya, Demirören Ailesi’ne satılıyor.

Satıştan fazla kısa bir vakit daha sonra Mayıs 2018’de Demirören Medya’ya bir ‘Egemen Yönetim Kurulu Üyesi’nin atandığı Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) bildiriliyor. Bu isim Alaattin Aykaç’tan başkası değil. Bir dönem Palmali’nin 2 numaralı ismi ve Mansimov’un sağ kolu olarak bilinen Aykaç, ihbar ettiği eski patronuna cezaevinin kapılarını açarken, bu nedenle Demirören’in uhdesindeki yükselişine yeni bir galibiyet halkası daha ekliyor.

GÜVENLİK İŞLERİ KİME ITIMAT?

Peki Alaattin Aykaç’tan sonradan Palmali’nin genel müdürü olan ve 2016’da yaptığı açıklamalarla selefinin şirketin parasıyla kumar oynadığını ve İstanbul’daki lüks gayrimenkulleri devretmediğini öne süren Vugar Hüseyin’e ne oluyor?

Bir ters orantı da burada baş gösteriyor. 2010’da Mansimov’la birlikte Pal Güvenlik Hizmetleri’nin iki kurucusundan biri olan Vugar Hüseyin, Mansimov’un Haziran 2016’da hisselerini kendisine devretmesiyle şirketin tek patronu oluyor. Benzer koşul Nisan 2013’te kurulan Palmali Danışmanlık ve Tesis Yönetim Hizmetleri adlı şirkette de yaşanıyor. Bütün bunlardan daha sonra, basında çıkan kimi haberlerde Mansimov’a açılan davada Vugar Hüseyin’in dar şahit olduğu bahis ediliyor. İşin daha garip yanı, hikâye bir noktada yeniden Demirören’e bağlanıyor.

Pal Güvenlik şirketinin internet sitesinde yer alan bilgilere kadar Vugar Hüseyin’in güvenliğini sağladığı şirketler arasında Demirören Holding bünyesindeki Hürriyet, Uyruk, Kanal D ve İstiklal Caddesi’ndeki Demirören AVM yer alıyor. Tekrar şirketin internet sitesindeki referanslar bölümünde bahşedilen bilgiye göre Pal Emniyet; Beşiktaş JK, Azerbaycan devletinin petrol şirketi SOCAR ve Trump Alışveriş Merkezi’nin de güvenlik işlerini yürütüyor. Yani Vugar Hüseyin de tıpkı selefi Aykaç gibi eski patronu Mansimov’la ters düştükten sonradan Demirörenlerle olan ilişkilerini geliştiriyor.

FATİH BERBER VE 1 AVROLUK GİZEM

Mansimov aleyhine davada şahit olan Fatih Berber’in adı da Haziran 2018'de Demirörenlerle anılıyor. Özgürlük’in Demirörenlere satılmasından birkaç ay daha sonra, Haziran 2018’de Özgürlük Gazetecilik ve Basımcılık AŞ’den KAP’a yapılan bildirime kadar, şirketin yurtdışı iştiraki Özgürlük Invest B.V. ve Bağımsızlık Invest B.V'nin pay sahibi olduğu Trader Media East Ltd. ve TME, 1 avro bedelle satılıyor.

Rastlantı bu ki 376 milyon 206 bin avro değerindeki şirketin 1 avroya satıldığı kişi, Mansimov’u ihbar eden ve Mansimov aleyhine tanıklık yapan 4 isimden biri olan Fatih Berber. Fakat ne oluyorsa 2 ay sonradan Bağımsızlık, KAP’a yeni bir bildirim yaparak 8 Ağustos 2018 tarihli Idare Heyeti kararı ile satmak işleminden vazgeçildiğini bildiriyor. Demirörenlerin niçin 376 milyon avroluk şirketi 1 avroya sattığı ve sonradan da bundan vazgeçtiği bilinmiyor.

CNN TÜRK’E MISAFIR AYARI MI YAPILDI?

Bu denklemin acayip bir noktası daha var. Bir zaman öncesine kadar CNN Türk ekranlarında görmeye alıştığımız hukukçu Prof. Dr. Ersan Neşeli, aylardır Demirörenlerin sahibi olduğu bu kanalda irtifa göstermiyor. Neşeli, son dönemde sıklıkla Habertürk ve Haber Global kanallarında izleyicinin karşısına çıkıyor. Peki anlattığımız hikâyeyle bunun ne ilgisi var? Belli bir delil yok fakat Prof. Dr. Keyifli’in Ocak 2021’deki mahkeme sürecinde Mübariz Mansimov’un avukatlığını üstlendiğinin anlaşılması ve Mansimov’a tuzak kurulduğu yönünde demeçler vermesi, CNN Türk-Keyifli ayrılığında açıklayıcı bir fonksiyona sahipmiş gibi gözüküyor.

Mübariz Mansimov, geçtiğimiz 5 Mart’ta görülen son duruşmada “FETÖ/PDY silahlı terör örgütü içerisindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte kasıtlı olarak ve içinden gelerek yardım etme” suçundan 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve ev hapsi şeklindeki adli teftiş şartıyla tahliye edildi.

Azeri milyarder, Mart 2020’de cezaevinden yazdığı mektupta, 2012’de Petkim’i bölge Azerbaycan devletinin petrol şirketi SOCAR grubunun yöneticileri tarafından kendisine entrika kurulduğunu bahis etmişti. Mansimov’a kadar kendisi karşı şahitlik yapan eski çalışanları da Azerbaycan istihbaratına çalışıyor. Ne acayip ancak aynı Azerbaycan devletinin milli piyangosu olan Azerlotereya, ülkenin Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in imzasıyla bu yılın başında Demirörenlere devredildi.

İşte 2004’deri 2021 yılına uzanan Demirören-Mansimov hikâyesi böyle gelişti. Geçmişte Mansimov’la yakın kritik isimler bugün Demirörenlerin yanında. Bir tahterevalli misali, Mansimov düşerken Demirörenler ve ‘eski dostlar’ yükseliyor. Futbolla başlayan olaylar zinciri, yaşanan süreçler ve varılan nokta itibarıyla Britanyalı yazar Simon Kuper’in “Futbol asla sadece futbol değildir” sözünü bir kere daha onaylama ediyor. Ve unutulmamalı ancak bütün bunlar, Mansimov’la ilgili olan hikâyenin sadece küçük bir bölümüne denk düşüyor.

Berkant Gültekin/Birgün

Kaynak: www.patronlardunyasi.com URL: https://www.patronlardunyasi.com/haber/Mansimov-u-ihbar-eden-kisinin-Demiroren-de-inanilmaz-yukselisi/250765